Çok komik bir şey oldu geçirdiğim saatler için de. Askerlik öncesi olan 2002 dönemlerin den tanıdığım bir arkadaşı asker sonrası yolda, orda, burda görüp hep selam verirdim hatta ismiyle hitap edipte selam verirdim vs.. ama o her daim soğuk bir şekilde selam verir hatta yolda karşılaştığımızda yüzüne bakardım öylece hiç oralı bile olmazdı. Elbette bunun nedenini bilmiyordum ve biraz geriyordu beni. Karşıma alıp soruşturma yapmayı bile düşünüyordum neden diye. Derken 2 gün önce her zaman tezgah açtığım yerin önünden daha öncesi de olduğu gibi rastgele geçiyordu ve beni görüp yıllardır görmeyen ve özleyen insanlar gibi gülümseyerek geldi.. "Naber yaa" diyerek bana doğru geliyordu ve ben çaktırmadan arkama bile göz attım acaba kime diyor diye. Hiç bozmadım. Yanıma geldi ve konuşmaya başladı heyecanlı bir şekil de. "Nerelerdesin ya, ben seni görmüyorum uzun zamandır, hep geliyormusun pazarlara, burada mı açıyorsunuz vs. vs. vs." sorularına cevap verdim ve öylece kalakaldım hatta gittikten sonra kahkaha bile attım. Dün yine geldi ve "Özledim ya, biraz konuşalım mı" dedi, konuştuk ve sonra da gitti. Hayatımın gidişatına dair ortak dertlerimiz ve düşüncelerimiz olduğunu farkedip gülümsedik ikimiz de. O kadar.. O değil de, saçlarım aynı, kıyafetlerim yine aynı ve yıllardır tezgah açtığımız yerler de aynıydı. Herşeyim hatta komple ben bile aynıydım ama bu insan nasıl olup ta bilmem kaç seferdir öyle yapıyor sonra da hiç bir şey olmamaış gibi böyle yapıyordu. Şaşkın ve halen gülümseyerek buluyorum kendimi. Güzel bir his bu. Keşke böyle olsa hep yaşam yada tüm beklediklerim... Onlar ve halen var olamayanlar. Nerelerdesiniz diyorum bir kucak dolusu..
Geçtiğimiz hafta için de uzun zamandır gitmediğim 2 müzik dükkanına gittim oturduğum küçük kasaba da. İşime yarayan CD'ler olduğunu hatta gittigidiyor.com üzerinden 25-30 lira istenilen CD'yi buldum ki o parayı vermeyi bile istiyordum benim olması için. 90'lar Türkçe Pop diyelim onların türlerine. Onlarla büyüdük ve neden elimin altın da olmasınlar ki derim hep. 90'lar da çok şey yaşadık, çok da şey yaşayamadık. En heyecan verici günlerin tarihiydi 90'lar. Körpeydik ve içimizde ki ateş boylu boyuncaydı.. Herşeyi mi götürmeye yakın oldu 2000'ler. Ayrıca eski günlerinden utanan ve o dinlediklerini hiç bir yerde söylemeyip, küçük bulan insanlarla hiç işim olmaz. Ben onlarla büyüdüm, onlarla zevk aldım, onlarla hayal kurdum, onlarla birilerine dokundum, onlarla dostluğu bildim, onlarla kahroldum, onlarla saçımı uzattım, onlarla yere düştüm, onlarla en yükseğe kalktım, onlarla devam ettim.. Umrumda bile değil utananlar ve küçük görenler. Ben kendimin ne istediğini ve ne istemediği mi bildiğim sürece ve aklıma mukayet oldukça bu böyle gidecektir. Indie yine benimle, bazı agresif, ölümcül soundlar da, 90'ler Türkçe Pop'da. Herşey sıkıcıyken, daha fazlasına katlanamıyacağım da artık kesinleşti. Bitirdiniz bazı şeyleri mi, bari geri kalanları almayın. Gidin artık gölgemden ve beni sevdiğim insanlara bırakın. 3-5 kişi onlar. Geri kalan her şey sizin olsun, bıraktıklarınız da benim..
Eskisi gibi artık yazı yazamıyacağım sanırım. Ya bir süre ara vericem yazılara yada bambaşka şeylere yolculuk edicem. İnterneti bile kapatmayı düşünüyorum aslında. Eski günlerim de yaptığım okumaları, boş kasetlere rastgele şarkı yüklemelerini, kasetlere büyük bir aşkla bakmayı, onları dokunmayı ve hiç bırakmamayı, saçma sapan giyinmeyi, öylesine gezmeyi, alakasız insanlarla bile oturup muhabbet etmeyi, halı üzerinde öylece oturmayı, tek noktaya takılıp tüm şarkıları bir şey düşünmeden dinlemeyi, hayaller kurmayı, düğünlere gitmeyi, neden gittiğimi bilmeden insanların oynamalarına bakmayı, onları gözlemlemeyi, gülümsemeyi ve dahası onlarca olan yaptığım şeyleri yapamıyorum artık. İnternet dünyasına 10 sene öncesi adım attığımdan beri bu böyle gidiyor ve artık sanırım geri çekilmeyi planlıyorum. Bana yine ulaşmak isteyenler bir yolunu bulucaklar yada neden ulaşmak isteyeceklerini bilemiyor ve sanamıyorken artık susmaya karar veriyorum şimdi. Ychorus elbet kapanmaz malum tam gaz ilerliyoruz bu sıralar. Ha belki ben yine dönerim yazılarla o da belli değil ama albüm paylaşımlarım da artık alakasız bir şekilde oluşan listeler yapmayı yada yemek tarifleri vermeyi düşünüyorum. Hatta güzelim yazarımız "temiz" gibi sadece albüm kapağı koyup paylaşmayı.. Bakalım, her şeyi zaman göstericek. Ben de beklemedeyim yapıcakları mı ve artık yapmıyacakları mı..
Explosions In The Sky ilk ve son kez 2004 yılında bu topraklara ayak basmış ve gidememiştim. Aslında o an askerlik yapıyorumdum ve geldikleri esas toprağin ismi olan İstanbul'daydım. Neredeyse 5 sene geçti ve bizimkilerden halen bir haber yok. Onu da geçtim, onlarca underground grup getirildi bu 5 sene içerisin de İstanbul'a. Halen nasıl olup ta getirmeyi akıl edemiyor bu organize ekipler anlayamıyorum. 5 Sene öncesi ben bile sadece isimlerini biliyorken, şimdi onlaarca insan dinliyor, biliyor, takip ediyor ve en önemlisi değer veriyor gruba. Biri el atsın artık şu işe diyorum. Yoksa ben çıkıcam geceleri otoban da çalışıp para kazanıcam bunları getiricem diye. Ha parayı kazandıktan sonra neden gitmeyesin ki yurtdışından izlemeye diyebilirsiniz.. Onlarca seveni burada gelmeleri için can atıyorken, benim yurtdışında tek başıma izlemek şerefsizlikten başka bir şey olmazdı herhalde. Tamam kabul ediyorum, çok halkcıl bir laf ettim ama öyle. Ben kendini düşünen bir insan hiç olmadığımı yakın çevrem her daim parmak ısırarak bir birlerine belirtti. Hiç bir şey değişmedi. Halen burdayım ve halen aynı fikirlerle devam ediyorum. Bana elini uzatana itmedim hiç bir zaman. Her daim sırtını sıvazladım. Herneyse.. uzatmanın bir alemi yok. Bu albüm basılmamış bir konser albümüdür ve Explosions In The Sky'ın zaten hiç bir live albümü basılmamıştır da. Bulmanız elbette zor. O yüzden arşivlik değeri yüksek. Tracklisti klasör içinden çıkan not defterin de bulabiliceksiniz. Ama şunu da ek geçeyim ki: Konsere Explosions In The Sky'la tanışmama nail olan beste Memorial ile başlıyorlar. Şu live albümler de en sevdiğim olay ateşi yüksek olan insanların, ağızlarından ses çıkarmalarıdır. Gittim..
Not: Yazılarım da ki imla ve bilmem ne hatalarına karışmıyorum. Öylece kalsınlar ki zaten ne anlatmak istediğimi o salak şeyler yüzünden anlayamıyacak insanlara da bir el sallıyorum. Öpücük.
Part 1
Part 2