0 com

Thrones + Behead The Prophet NLSL – Split (Voice Of The Sky, 1998)



Salem köyüdeki papaz evi, 19. yüzyılda fotograflanmış

1692 yılında Salem köyünde yaşayan Papaz Samuel Parris'in 9 yaşındaki kızı Betty Parris ve (kızının da kuzeni olan) 11 yaşındaki yeğeni Abigail Williams, Beverley dolaylarında vaizlik yapan John Hale, tarafından "çok güçlü sara krizi ya da etkin doğal afet" olarak adlandırlan ruhsal sarsıntıyı geçirmeye başladılar.Köyün eski vaizi Deodat Lawson'ın görgü tanıklığına göre; kızlar bağırıyor, eşyaları fırlatıyor, garip sesler çıkarıyor, yerlerde sürünüyor ve kendilerini anormal şekillere sokuyorlardı. Kızlar iğnelerin vücutlarında açtığı yara ve deliklerden de şikayetçiydi. William Griggs olduğu tahmin edilen bir doktor, kızlarda fiziksel rahatsızlığa dair bir işaret bulamamıştı. Bir süre sonra, köyde yaşayan başka bir genç kadının da benzer davranışları göstermeye başladığı öğrenildi. Lawson'un Salem Köyü misafirhanesinde verdiği vaazlar artık acılı serzenişler ile kesilmeye başlamıştı.
Sarah Good, Sarah Osborne ve Tituba. 'dan oluşan üç kişi Betty Paris, Abigail Williams, 12 yaşındaki Ann Putnam, Jr. ve Elizabeth Hubbard'a ızdırpap ve acı vermek iddiası ile suçlanıp tutuklandılar.

Sarah Good yoksuldu. Yemek ve barınak için komşularından yardım istemiş ve dilencilik yapmış biriydi, daha sonra ise Sarah Osburne'un resmi hizmetçisi olmuştu. Sarah Osburne ise kilise toplantılarına çok nadir katılması ile bilinirdi.Tituba ise Püritan'lardan farklı etnik kökene sahip bir köleydi ve suçlamalar için açık bir hedefti. Bu kadınların hepsi de büyücülük suçlamaları için "olağan şüpheliler" tanımına uyuyordu. Zaten kimse de onların arkasında durmadı. 1 Mart 1692'de büyücülük suçlaması ile yerel sulh hakiminin karşısına çıktılar. Birkaç gün süren sorgularının ardından hapishaneye gönderildiler.

Mart ayında suçlamalar; Martha Corey, Dorothy Good (tutuklama esnasında hata yapılarak Dorcas God olarak anıldı), Salem Köyü'nden Hemşire Rebecca ve Ipswich dolaylarından Rachel Clinton isimlerine de yöneltildi. Martha Corey kadınların suçlanmasındaki yersiz şüpheciliğe karşı düşüncelerini kendini örnek göstererek dile getirdi.O'nun ve hemşire Rebecca'nın alacağı cezalar topluluğu da yakından ilgilendiriyordu, çünkü Martha Corey ve Hemşire Rebecca Salem Köyü'ndeki kilisenin tam bir müdavimiydi. Eğer böylesi namuslu insanlar cadı olabiliyor ise herkesin cadı olabileceği fikri uyanabilirdi. Bu halde kilise üyeliğinin de suçlamalara karşı bir güvenlik getirmiyor olduğu söz konusu edilirdi. Sarah Good'un kızı Dorothy Good sadece 4 yaşında olmasına rağmen sorgulandı ve yanıtları annesinin cadılık ile ilişkilerini kanıtlayan birer itiraf olarak değerlendirildi. Mart ayının sonunda, Ipswich'de yaşayan Rachel Clinton da Salem Köyündeki olaylara ilişkin alakasız suçlamalar ve büyücülük nedeni ile tutuklanıyordu





Limit Doldu / "limit has been reached"

Tracklist:


A1 Thrones – Blackblade
B1 Behead The Prophet NLSL – Hot Rails To Hell
B2 Behead The Prophet NLSL – Strange Electricity
B3 Behead The Prophet NLSL – I've Got The Time



Limited Download / Sınırıtırt: 32
1 com

The Thieves - Soul Thief 12'' EP (Planetarium, 1989)




2 Ekim 1992 - Ege Denizi'nde yapılan "Kararlılık Gösterisi 92" adlı NATO Tatbikatı sırasında Amerikan Saratoga gemisinden atılan iki adet sea sparrow füzesinin Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait TCG Muavenet muhrib'ini vurması sonucu, 5 denizci öldü.





Limit Doldu / "limit has been reached"


Limited Download / Sınırlar: 57
0 com

Tram - Heavy Black Frame (Piao! 1999)



Kolektif depresyon sessizliği

İnanmayacaksınız ama bir süredir içimde kelimeler bitti. Uzun bir suskunluk arzusu taşıyorum. Üstüme doğru gelen onca bilgi, onca haber, onların oluşturduğu sayısız duygu ve bütün bunların beni sürükledikleri değişken ruh hallerinden yoruldum galiba...

Böyle kelimelerden sıkılmış bir günümde yazı yazmak için bilgisayar başına oturunca aklıma John Cage’in 4’ 33’ adlı sessizlik performansı geldi. 1952 yılında müzisyen John Cage herkesi şaşırtan bir sessizlik bestesi ile çıkmıştı izleyicilerin önüne... Bu şaşırtıcı bestenin sonraları çok tartışılan ve müzik tarihine mal olan ilk performansı David Tudor tarafından 1952 Ağustos’unda Woodstock, New York’ta gerçekleştirilmişti. Tudor sahneye çıkarak piyanonun başına oturmuş ve kapağı kapatarak parçanın başladığını işaret etmişti. Bir süre sonra, birinci bölümün sonunu ifade etmek için kapağı açıp kapamış ve bu hareketini ikinci ve üçüncü bölümler için de tekrarlamıştı. Parça boyunca Tudor tek bir nota bile çalmamış, kasıtlı bir ses çıkarmamış ve bir kronometre tutarak sadece nota kağıtlarını çevirmişti. Bu performansın yarattığı büyük tartışmanın ardından şöyle demişti John Cage:

“Bir noktayı kaçırdılar. Sessizlik diye bir şey yoktur. Sessizlik diye düşündükleri şey rastlantısal seslerle doluydu, ancak onlar dinlemeyi bilmiyorlardı. Birinci bölüm boyunca dışarıdaki rüzgârın kımıltılarını duyabilirdiniz. İkincide, yağmur taneleri damda pıtırtıya başladı. Üçüncüdeyse insanlar bu kez kendileri konuşmaya, dışarı çıkmaya ve bu sırada türlü, ilginç sesler çıkarmaya başladılar.”

John Cage kadar sanat cesareti taşısam ya da Tarık Günersel gibi bir tarzım olsa bu hafta boş bir köşe sunmak isterdim size. O boşluğa bakıp düşünmeniz için... O düşünceler sizi şaşırtan beyazlığı ne güzel doldururdu kim bilir?

İçimde kelimeler tükendi dedim ya, bunun üzerine düşünüp duruyorum şimdi... Gündemi, haberleri filan takip etmek istemiyorum bir süredir. Geçenlerde yazmakta olduğu gezi kitabı için benimle söyleşi yapan Amerikalı yazara da öyle dedim. “Bana Kıbrıs müzakerelerini soruyorsunuz ama ben onlarla ilgilenmiyorum ki. Bir şirket kurma pazarlığını andıran bu toplantılar en baştan içimi acıtıyor. Bir ülkenin geçmiş yaralarını iyileştirme, yeni bağlar kurup barışma, ülkenin insanlarının da aktif katılımıyla oluşacak bir barış süreci, yeni bir hayat tahayyülü göremiyorum. Buna bezginlik diyebilirsiniz ama benim için adı sadece sessizlik. Bu rahatsız edici gürültüye, ait olmadığım anlayışa ve dile katılmadan yeni yollar arama çabası...”

Birileri bunu bir çeşit sinizm, sorumluluktan kaçma kaypaklığı olarak görebilecektir ama hayat, ta çocukluktan itibaren bize alıştırıldığı gibi sadece Kıbrıs Sorunu demek değil. Aslında Kıbrıs Sorunu da görüşmeler demek değil. İki insan arasında da bir mikro modelini görebileceğimiz bazı gerilimler, duygular, korkular, ihtiraslar, yıkıcılığa ve yapıcılığa dair dürtüler ve insan olmaya dair her türlü durumla ilgili...

Çok acılar yaşanmış, ölen ölmüş giden gitmiş ama yine de hayat sürüyor. Geçmişin onca ağırlığını ve geleceğin belirsizliğini taşıyarak sürüyor ama... Geçmişle yüzleşilip bir gelecek projesine sahip olunmadan düze çıkmak mümkün mü?

Belki de en baştan yanlış olanı düşünmek lazım. Sistemin kendisi barışı inşa edebilecek bir sistem değil ki... Sistemin yarattığı insan tipi barışı kucaklayacak bir insan tipi değil ki... Kıbrıs sorunu bir kapitalizm sorunudur. Aslında mesele bu kadar basit... Ve bir o kadar da karmaşık…

Taraflar kendi çıkarlarını en iyi şekilde korumak savıyla oturdukları o masalarda bizim ülkemize ve geleceğimize dair kurduğumuz romantik hayallerle ilgili değiller. Bu ülke zaten bizim filan da değil.

Ara Bölge’de yürüyordum Downer’in çok beklenen basın toplantısı öncesi… Rastlayıp sohbet ettiğim herkesten de hissettiğim bu oldu. Kolektif bir depresyon yaşanıyor sanki. Belli ki yalnız değilim.

Hem kelimelerden bıktığımı söyleyip hem de yazı boyunca yaptığım bunca ukalalıktan sonra benden bir Pazar günü hayata dair dişe dokunur kelimeler bekleyen sizlere şunu söylemek istiyorum.

Yazı masumiyetini çoktan yitirmiş, pek çok yazar çoktan teslim olmuş. Kelimeler daha çok da bizi kandırmak, gözümüzü boyamak için iş başında...

Bunca kirlenmişlik içinde size sunabileceğim sadece içtenliğim. Bu dünya fena halde canımı acıtıyor her zamanki gibi. Hayatı seviyorum; hem de çok... İyi ve güzel zamanların, bunca kirlenme ortasında kendini korumaya çalışan insanların değerini biliyorum; o başka...

Sessizliğe ihtiyacım var... Kendimi işitebilmek, yalan korolarına dahil olmamak için. Susma hakkımı kullanmak istiyorum. Rüzgârın, ağaçların, kuşların, böceklerin, dünyanın sesi işitilebilsin diye...


Neşe Yaşın / Birgün Gazetesi / 13 Mayıs 2012





Limit Doldu / "limit has been reached"



Tracklist:


1 Nothing Left To Say
2 Expectations
3 I´ve Been Here Once Before
4 Like Clockwork
5 Home
6 Too Scared To Sleep (Album Version)
7 High Ground
8 When Its All Over
9 Reason Why
10 You Can Go Now (If You Want)



Drums – Nick Avery
Guitar, Bass, Clarinet, Harmonium, Percussion – Clive Painter
Mastered By – Steve Rooke
Piano, Keyboards – Bill Lloyd
Producer – Clive Painter, Paul Anderson
Vocals, Bass – Martine Roberts
Vocals, Guitar, Keyboards, Percussion – Paul Anderson





Limited Download / Sınırd: 28
1 com

PS Stamps Back vs Anal Vissi ‎– Homefucking Is Killing Prostitution (2005)




Kopenhag yorumu, genel olarak fizikçi Niels Bohr'un oluşturduğu kuantum mekaniği ile ilgili görüşler ve ilkeler dizisi. Makro ve mikro durumların ayrı fiziksel ilkelerle inceleneceğini belirtir. Fizikte bilincin (gözlemin) rolünü öne çıkarmasıyla bir devrim niteliğindedir.
Kuantum mekaniğinin başlıca sorunlarından biri, sonucun gözlemci tarafından öğrenilmesinden sonra mı, yoksa cihaz tarafından kaydedilmesinden sonra mı ölçmenin tamamlanmış kabul edileceğidir. Daha sonra da görüleceği gibi, kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumuna göre, ölçümün yapılmış olduğunun bilinmesi, gözlemcinin ölçmeden önce var olan bilgisel halinde değişiklik yapar. Yani, bilgi azalmasına neden olur. Gözlemcinin bilgisel halini, gözlemcinin ölçüm süreci sonunda edinmiş olduğu deneye dayalı bilgi belirler. Bu bilgi halleri, gözlemcinin bilgisel haline (öznel) bağlıdır. Bahsedilen ilişkiden dolayı, fiziksel gerçeklikte gerçekleşmiş bir hal ile gerçekleşeceği ileri sürülen hal arasına “öznel gözlemci” faktörü yerleştirilir. Bu öznellikten kurtulmak mümkün değildir. Dünya iki parçaya ayrılır: kuantum varlıkları (olasılık dalgaları) ve klasik ölçüm araçları olan gerçek nesneler. Gerçek nesnelerle, sadece bir ölçüm sonucu bulunanlar gerçek kabul edilebilir. Bunun dışında gerçek hakkında hiçbir şey söylenemez. Elimize deney yapmak için bir atom aldığımızda ve bir süre sonra deneyi yapacaksak, atomun hazırlanmasıyla deneyin yapılması arasında geçen sürede, atom hakkında, şu ya da bu doğrudur demek mümkün değildir. Sadece atomu doğrudan gözlemlediğimiz/ölçüm yaptığımız zaman anında sistemde “çökme” oluştuğundan, ancak o durumdan sonra gerçeklikten bahsedebiliriz.












limited: 26
2 com

Ychorus Volume 3: COCTEAU TWINS saygı gecesi!





Kulak kabartanları kabartan paylaşım, yardım ve yataklık parkı Ychorus, şaşkınlıkla sunar: Cocteau Twins gecesi!

Ychorus Volume 3: Efsanevi ilk albümleri Garlands'ın üzerinden tam 30 yıl! geçen İskoçya'nın en nadide hint kumaşlı işitsel projesine dair bir saygı gecesi. Kurulduklarından bu yana yüzlerce gruba ilham, binlerce varlığın da hayallerinin fon müziği olan Shoegaze, Dream Pop, Post Punk taşeronlu kült Indie güzelliği Cocteau Twins'e özel gerçekleşecek olan böyle özel bir geceye, yine özel setup'sal durumlarıyla eşlik edecek olan billur gibi akışkan gruplarımız ise;

Toz ve Toz & She Past Away(Volkan Caner) & Cihan Cinemre(Motorr Moose)

DDR(Can Batukan) & Sara Deniz Baydur & Gökhan Atamal

Kutu

Vector Hugo



Gece de, başımızın ve kulaklarımızın taçlarını oluşturacak oluşumlarımız, ilk ve belki de son kez böyle farklı bir hale bürünüp belleğimizi kazıtacaklar ve anıllarımızı dallandırıp, budaklandıracaklardır. Anladığınız üzere; şahitliğinize ihtiyacımız... gerisini siz anladınız.

Süt end öpücük. 



0 com

Emir Emre - Fragments (Muzik Hayvani, 2011)



Kadın Sünneti

Üç türü bulunmaktadır:
  • 1. Tip: Prepusla birlikte klitorisin bir kısmının veya tamamının kesilmesi
  • 2. Tip: Klitoris, prepus ve çevredeki küçük ve bir kısım büyük dudakların kesilmesi
  • 3. Tip: Klitoris ve prepus ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin biraraya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılması.
Daha çok kadınlarda peygamber sünneti denilen 1. ve 2. tip sünnetler uygulanır. En tahripkar olan ve firavun sünneti adı verilen 3. tip kadın sünneti %10 ile %20 arasında bir oranda, genelde Doğu Afrika'da uygulanmaktadır.

İslâm'da kadın sünnetinin yeri hakkında âlimler arasında tam bir görüş birliği yoktur. Şafii mezhebi vacip, Hanefi ve Maliki mezhepleri sünnet, Hanbeli mezhebi ise müstehap olduğunu ifade etmişlerdir. Temel dayanak olarak iki hadis bulunmaktadır. Ebu Davud'da yer alan ve Ümmü Atiyye el-Ensariyye'den aktarılan hadise göre: "Bir kadın Medine'de kızları sünnet ederdi. Resulullah (sav) (kadını çağırtarak) kendisine 'Derin kesme. Zira derin kesmemen kadın için daha çok haz vesilesidir, koca için de daha makbuldur' diye talimat verdi. Sahih-i Müslim'de yer alan ve Aişe bint Ebu Bekir'den aktarılan hadise göre: "Resulullah (sav) buyurdu ki 'Erkek dört şube (kadının kolları ve bacakları) arasına oturup, iki sünnetli kısım birbirine dokundu mu gusül lâzım olur. 16. yüzyıl Hanefi muhaddislerinden Aliyyü'l Kârî'ye göre kadınların sünnet edilmesi "Kadının yüzünü taze kılar ve güzelliğini arttırır. Şehveti teskin eder, cimayı lezzetli ve câzip kılar, kocanın karısına karşı sevgisini arttırır. İslâm dünyasının saygın âlimlerinden Yusuf el Karadavi ülkesi Mısır'da kadın sünnetinin yasaklanmasına karşı çıkmıştır.







Limit Doldu!

Tracklist: 

Intro
Elektrocounvulsive
*Boğaz 953
Wake up
Outro

Emir Emre: gitar, elektronikler
Ertan Şahin: susafon*

www.muzikhayvani.com


Limited Download / Sınırıt: 52




0 com

Arab On Radar - Queen Hygiene II (1997)




Mermercilik

Mermerler klâsik billurlardan oluşmuş taşlardır. Bunlar kalkerlerin ve bazen de dalomitik sıcaklık ve basınç etkisiyle değişikliğe (metamorfizm) uğraması sonunda meydana gelmişlerdir. Mermerlerin bileşimi kalsiyum karbonat ve pek az da kalsiyum ve magnezyum karbonattır.
Tarihi çok eskilere Hellen dönemine rastlayan mermer ocakları Afyon'a 25 km uzaklıkta bulunan İscehisar ilçesinde yoğunluk kazanmıştır. Mîlâdi tarihlerde kullanılan bu mermer ocakları hâlâ işletilmektedir. Eskiden ilkel metotlarla parçalanan taşlar, bugün modern araçlarla (elmas tellerle) kesilmektedir. Böylece bloklar hâlinde çıkartılarak zayiat önlenmektedir.

Antik çağlarda da çıkartılan mermerlerin; karayolu ile Efes antik kentine, oradan da gemiler ile Roma'ya taşındığı; Vatikan ve Roma'da birçok yapıda kullanıldığı ve bu mermerlerin İscehisar'dan gittiği belgelenmiştir.
Mermercilik sektörü, Türkiye'de son yıllarda gelişen, kullanım alanı ve yaygınlığı artan bir konumdadır.
Türk mermerinin içte ve dışta tanınmasıyla mimarîde estetik ve tabiî malzeme olarak kıymeti kavranmıştır. Turistik tesislerin çevre tanziminde, şehirlerde peyzaj mimaride, anıt ve süslemecilikte kullanılmaktadır. Mermer yekpare kullanıldığı gibi, bakır, alüminyum, metal, ahşap, çini, mozaik ve çelikle kullanımı sonucunda da kullanıldığı yere göre tabiî görünüş sağlamaktadır. Turizm sanayini etkilemekte ve aynı paralelde gelişmektedir.

Hediyelik eşya ve el sanatlarında, ocak, lâvabo, mutfak tezgâhı, masa ve masa üstü sehpa (yuvarlak, oval, elips, dikdörtgen, kare asimetrik), süs ve büro malzemesi, satranç takımı, abajur, aplik, avize, saksı, vazo, metalli ve metalsiz sigara küllüğü, şekerlik, fincan, likör takımı, çerçeveler, kurnalar ve daha çok çeşitli eşyalar yapılmaktadır.
Afyon mermerinin tane çapları, damarları ve görünüşleri de yer yer değişiktir. Bu farklara göre taşlara beyaz, pamuk beyaz, beyaz sarı, pembe sarı, gri, menekşe, kaplanpostu, güvercin göğsü ve gök mermer gibi adlar verilmiştir. Bunlar arsında en çok işlenen cinsler Afyon kremi, Afyon sarısı, Afyon sumakisi, Afyon dumankiri, Afyon bulgurlusu ve kaplanpostu çeşitleridir. Bacasız sanayi olarak adlandırılan mermer işlemeciliği her geçen gün gelişmekte, mermer sanayii dallarına, bilinçli bir şekilde yatırım yapılmakta ve beyaz altının değeri artık daha iyi anlaşılmaktadır.mermercilik sektörü son yıllarda ülke ihracatının büyük bölümünü oluşturmaktadır.





Limit Doldu / "limit has been reached"

Tracklist:


Attack On Tijuana
A Kidney Problem
Cop Song
St Patricks Gay Parade
Molar System
Capt Mouth
99c Lipstick
Human Type 2
Rubber Robot



Limited Download / Sınırıt: 42
0 com

Diastereomer - Mothersun / Place 7" (Puppets Records, 1989)


Erkek Sünneti

Yunan mitolojisinde Attis, Kybele'nin sevgilisidir. Ancak Kybele'ye verdiği sözü unutarak Kral Midas'ın kızıyla evlenir. Düğüne Kybele de davet edilir. Düğün sırasında Kibele ile karşılaşan Attis ne yapacağını bilemez. Kybele'ye karşı duyduğu pişmanlıktan ötürü cinsel organını orada keser ve kanlar içinde kıvranmaya başlar. Sevgilisinin böyle acı içinde kıvranmasına dayanamayan Kybele Attis'i bir çam ağacına dönüştürerek ona sonsuzluğu bağışlar.
Pessinus Mabedi'nde Tanrıça Kybele adına her sene düzenlenen şenliklerde tapınakta rahip olmak isteyen erkekler Kibele rahibi olmanın ön şartı olarak hadım edilir ve kesilen cinsel organları bir çam ağacının altına gömülür. Bu inanış daha sonra Sami ırkında (Arap ve Yahudiler) cinsel organı değil ama ucunu (erkeklerde prepusium, kadınlarda klitoris) kesme şeklinde günümüze kadar devam etmiştir


Sünnet Yahudi dini inancında büyük yer tutar. Kutsal kitaplarına göre, Tanrı, elçisi İbrahim aracılığı ile Yahudilerle arasında "Akide" adı verilen anlaşmayı yapmış, ve bu anlaşmanın delili olarak da İbrahim ve halkına sünnet olmalarını emretmiştir. Bu inanışın gereği olarak Yahudiler, doğumdan kısa bir süre sonra erkek bebeklerini sünnet ederler.

Yahudiler arasında doğan Hıristiyanlık inanışında da sünnet önceleri tartışma konusu olmuş, ancak havarilerin ve özellikle de Paul'un "gereksiz" olarak görmesi nedeniyle dini bir gereklilik halini almamıştır. Ne var ki Mısır'daki Kıpti topluluğu gibi Afrika'daki bazı Hıristiyan gruplar hem kadın hem erkek sünnetini, ABD'deki bazı Protestan mezhepler ve Filipinler'deki Katolikler ise erkek sünnetini dinen gerekli olarak kabul ederler.
Müslümanların kutsal kitabında sünnetle ilgili herhangi bir ifade yer almaz, ayrıca İslamiyet'in ilk yıllarında sünnet tartışma konusu da olmamıştır. Bu sıralarda Arapların kadın ve erkek sünnetini ne oranda uyguladıkları bilinmemektedir. Bugün Müslümanların büyük çoğunluğu erkek sünnetini, Afrika'daki inananlarının büyük bir kısmı ise kadın ve erkek sünnetini dinen gerekli görürler. Sünnetin Müslümanlar tarafından gelenekselleştirilmesinin 9. yüzyılda İslam'a dönen Yahudi asıllılarının beraberlerinde kendi dinlerinin inançlarını İslam'a taşıması anlamına gelen İsrailiyyat ile olduğu sanılmaktadır. İslam inanışına göre peygamber sünnetli doğmuştur (Boratav 2003:201).
Sünnetle ilgili dini yorumların, bulunulan coğrafi bölgeye göre değişmesi (Mısır'lı Hıristiyan Kıptiler örneğinde olduğu gibi), uygulamadaki temel belirleyicinin din değil coğrafya (Asya'ya uzanan Sahara çöl kuşağı), ve bununla bağlantılı ataerkillik olduğunu göstermektedir.

19. yüzyıla kadar sünnet, Sahara Çölü, ve bu bölgeyle yakın etkileşim içindeki ve etkisindeki coğrafi alanlar ve topluluklarla sınırlı kalır. Bu ana kadar Batı dünyasının tavrı, sünnete karşı genelde dışlayıcı ve sünnet yapan ulusları küçük görücüdür Ne var ki bu durum 19. yüzyılın yaygın cinsellik karşıtı ortamı ve mastürbasyon korkusu ile değişir. İngilizce konuşan ülkelerde sünnet, pek çok hastalığa neden olduğu düşünülen mastürbasyona karşı bir önlem olarak benimsenir. Sünnetle kesilip atılan prepus, gereksiz, hastalıklı bir organ olarak görülmeye başlanır. Uygulamada daha çok erkek çocuklar söz konusudur, ama kız çocukları da nasibini alır. Bu durum ABD haricinde İngilizce konuşan ülkelerde sünnetin büyük oranda terkedildiği 1940'lara kadar sürer. Bu değişimde cinsellik karşıtı ortamın yumuşaması yanında Douglas Gairdner'in prepusun işlevlerini açıkladığı 1949 yılına ait makalesi de büyük rol oynamıştır. Bugün ABD'de sünnet oranının %60 ile %80 arasında, diğer İngilizce konuşan ülkelerde ise ortalama %10'un altında olduğu sanılmaktadır. Ancak kesin istatistikler yoktur. Bunun dışında sömürge döneminde (19. yüzyıl) Filipinler'de, ve ABD askeri varlığı ile Güney Kore'de de (1950'den sonra) sünnet başlamıştır.
Sünnet olayı ile ilgili olarak psikanalizin kurucusu Sigmund Freud, Oedipus kompleksine atıfta bulunmuş ve bu kompleks sonucu olan kastrasyon anksiyetesi (Hadım edilme korkusu) ile sünnet olayını ilişkilendirmiştir.[kaynak belirtilmeli] Freud'a göre sünnet olayı erkek çocuğun annesine karşı duyduğu özlemden vaz geçtiğini göstermek amacıyla toplum önünde törensel olarak uygulanan bir cerrahi operasyondur. Erkek sünnet olarak artık erkekliğe adım atmış ve annesi ile bağlarını tam olarak koparmış olmaktadır.





Limit Doldu / "limit has been reached"

Tracklist:

Mothersun
Place





Limited Download/Sınıretto: 27

0 com

Bud Tutmarc - Sacred Hawaiian Melodies




kumlar çamur







0 com

Windy & Carl - We Will Always Be (Kranky, 2012)


-

Kapkara evin duvarı.. 
İçerisin de kimlerin oturduğunu bilememenin çaresizliği gibi delici, kareli kadife pantolonunuz kadar az bulunan cinsli. 
Bırakın ellinizde(ki)kin(ler)i...

-



Limit Doldu / "limit has been reached"

Tracklist:

1 For Rosa 3:01
2 Remember 6:04
3 Spires 6:55
4 The Frost In Winter 3:58
5 Looking Glass 12:04
6 Nature Of Memory 8:49
7 The Smell Of Old Books 7:24
8 Fainting In The Presence Of The Lord 18:54


Limited Download / Sınırtos: 20
0 com

Incapacitants!


Yakın da! / Coming Soon!
0 com

Tom Vourtsis - Mothhunting (Music Ruins Lives, 2011)




5Bin vatlık ampülü dayadım enseme, çıkan kokuyla ise üzerimi pakladım. Tekrar, tekrar.. dönüp, dönüp arkalarına her baktıkların da, tüylerimin kavrulduğunu ve lacivert geceyi aydınlattığımı, kahkahalarla karşıladım. Sopamı elimden bırakmıyor, kamışı külletmeye devam ediyordum. Gözlerim de ki acı meme ucumu, tırnaklarım da ki koku da, yan deliğimi avuçluyordu.

Çok az kalmıştı, varıyordum..





Limit Doldu / "limit has been reached"

Tracklist:


1 Ghost Doze 5:08
2 Overlookers 7:28
3 Mothhunting 3:27
4 Crowhurst 11:01
5 Attic Summers 7:15


Limited Download / Felliklisınır: 44
0 com

Tren Brothers – Gone Away-Kit's Choice 7" (Secretly Canadian, 1998)




Sertleşemeyen mavilikleriniz de boğulmak kadar iştah açıcı, elinizi kesen iplik kadar keskin ve yakıcı.. Sulandırmayın mağaranın ağzını! Sabırsızca kavrayın o anın dalgınlığını..








Limited Download / Peksınır: 57
0 com

Kon Tiki Gemini - Azure Maze (Hooker Vision, 2011)



Yardang

Yardang (Türkçe kökenli bir sözcük anlamı dik yığın), jeomorfoloji biliminde, kil ya da kumtaşı gibi gevrek malzemelerde rüzgar ve suyun aşındırmasıyla oluşan biçimlenmeye verilen ad. İsveçli kaşif ve coğrafyacı Sven Hedin'in 1903 yılında Türkistan'a yaptığı keşif gezisinden sonra ortaya attığı bir terimdir. Hakaniye Türkçesinde "yar" Yar, suların açtığı yer anlamındadır.






Haklar sebebiyle, link firma tarafından kaldırılmıştır!

Tracklist:



A1 Path Curves 20:30
B1 Winter Mandala 11:28
B2 Lo Azure 7:16


Limited Download / Sınırmınır: 40
0 com

Expo '70 - Death Voyage (Dead Pilot Records, 2010)





Delikten içeri giren sıvı gibi sarhoş eden beynimi susturmanın ya da azıttırmanın bir yolu olmalıydı.. O ise buydu!





Limit Doldu / "limit has been reached"


Tracklist: 

1Building Celestial Tapestries9:14
2Silent Watcher10:58
3Metensomatosis8:36
4Travelling Circular Labyrinths12:20
5Summoning Recapitulation Upon The Pyramid Temple18:42


Limited Download / Sınırsal: 39
0 com

Ben Gortmaker



































Yakın da / Coming Soon

.

.

Öpücük