0 com

James Pants - Seven Seals



Stones Throw etiketiyle piyasaya çıkan Seven Seals, 2009 yılı tarihli olmasına rağmen hip-hop, new-wave, electro boogie türlerinin ilk hallerinden örnekler sunuyor adeta. Oldukça modern ve taze olan bu albümü özellikle bilimkurgu severlerin ayriyetten seveceğini düşünüyorum nedense.

Ayrıca sadece kapağına bakıpda indirilebilecek albümler listeme kesinlikle girmiş bulunmakta. "şahane albüm kapakları" adlı bir tag bile açıyorum izninizle.



2 com
0 com

Drafted By Minotaurs - Aversion Therapy (2009)



0 com

Kim Ki O / Deform Müzik DJ Set / 1 Şubat / Eylül Bar / Arnavutköy


















,EYLÜL'DE 1 ŞUBAT PAZARTESİ: KİM Kİ O+DEFORM+İÇKİLER YARI FİYATINA!


::Her Pazartesi Bütün İçkilerde % 50 İndirim::

Deform' dan Müzikler 9' da
Kim Ki O 10' da
Giriş 5 TL

::1' de Taksim' e dolmuş!::

Eylül Bar: 1. Cadde No: 64/A, 34345 Arnavutköy


Kim Ki O: www.myspace.com/kimkio
0 com

Belong - October Language (2006)



:Tracklist:

1 - I Never Lose. Never Really
2 - Red Velvet Or Nothing
3 - October Language
4 - I'm Too Sleepy, Shall We Swim?
5 - Remove the Inside
6 - Who Told You This Room Exists?
7 - All Equal Now
8 - The Door Opens the Other Way


0 com

Xeltrei - Litotes (2007)



:Tracklist:

1 - Letargi
2 - Frugal
3 - Litotes
4 - Korossion
5 - Trampolin
6 - Karuseller
7 - Porslin
8 - Sicksack
9- Landfotografi
10 - Gränser

1 com

Alva Noto + Opiate - Optofiles (2001)



:Tracklist:

1 - Opto File 1
2 - Opto File 2
3 - Opto File 3
4 - Opto File 4

0 com

Alva Noto + Ryuichi Sakamoto with Ensemble Modern - utp_ (2008)



:Tracklist:

1 - A attack : B transition
2 - C,D Grains
3 - E,F partocle 1
4 - G Transition
5 - H,J broken line 1
6 - K,L plateaux 1
7 - L,M silence
8 - N,O particle 2
9 - P,Q broken line 2
10 - R,S,T plateaux 2 : U end

Part 1 Part 2
0 com

Turner - Slow Abuse (2005)



9 com

Kırık Çizgi Röportajı


Bir kaç hafta önce karar verip, uygulamaya geçirmeye çalıştığım; hayatımda ilk defa yaptığım bir olay bu röportaj. Çok amatörce oldu... Ezgi-Atacan ve Murat a ayrı ayrı teşekkür ediyorum beni kırmadıklarından dolayı...


(okumadan minik bir not: bana gönderilen metne dokunmadan, öylece koyuyorum)




İlkin şunu sormak daha makul gibime geliyor, Kırık Çizgi nin elemanlarının birbirlerine uzak mesafelerde hayatlarına devam etmeleri grubun gidişatını nasıl etkilemekte? Birbirinizi görmüyor olmanız müzikal yaratıcılığınıza ve gruba nasıl yansıyor? Sonuçta bambaşka mecralarda olmanın verdiği hissiyatı ve hayatınıza yansımalarını da es geçemeyiz herhalde?

Farklı şehirlerde olmamız çalışmalarımızı yavaşlatıyor. Aynı şehirde yaşasaydık çalışma imkânlarımız açısından bu bizim için bir avantaj olurdu. Yinede bu duruma iyi tarafından bakmaya çalışıyoruz. Uzakta olmamız nedeniyle birbirimizi ve birlikte müzik yapmayı çok özlüyoruz, buda bir araya geldiğimizde her şeyi daha keyifli yapmamızı sağlıyor.

Farklı yerlerde yaşayarak, bir yerde bambaşka hayatlar yaşamış oluyoruz. Bize göre bu bizim müziğimize farklı bir katkı sağlıyor. Birbirimize anlatmak, müziğimize yansıtmak istediğimiz farklı yaşantılarımız oluyor buda yaptığımız işlere yansıyor. Bir bakıyoruz herkes anlatmak ya da yapmak istediğinin dışında, ama ondan daha güzel bir şey ortaya çıkarmış.:)

Farklı şehirlerde yaşamamızı müzik yapmamızı önünde bir engel gibi görmüyoruz Kırık Çizgi olarak daha birçok şey yapmak istiyoruz ve bu yüzde hala devam ediyoruz.



Ve yine mesafenin uzaklığından devam edersem, hatta biraz daha kişisel sormam gerekirse; okul durumlarınız ve ilerisine dair ufukta ne görünüyor?

Murat: Benim okulum Haziran’da bitiyor, daha sonrasına dair ufuk biraz bulanık gibi, ama ufukta yüksek lisans görünüyor.

Ezgi: Ben önümüzdeki sene yine Amerika’ya gideceğim 1 sene daha orda devam edeceğim okula. Sonrası biraz karşıma çıkacak fırsatlara bağlı ama benim içinde yüksek lisans yapmak kaçınılmaz gibi.

Atacan: Okulum bu sene bitiyor. Önümüzdeki seneler içinde de yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Bakalım, henüz hiçbir şey belli değil. Birçok plan var ama henüz düşünce aşamasında.


O zaman önümüzde iki farklı Kırık Çizgi dönemi olacak diyebiliriz… Öncelikle Ezgi ara verene kadar grupça neler yapmayı planlıyorsunuz? Ve daha sonrasında, buna paralel Kırık Çizgi’ nin elemanları grup dışında farklı projelere vesaireye dair neler düşünmekte?

Ezgi gidene kadar Kırık Çizgi olarak yapmak istediğimiz tonla şey var. Kafamızda netleştirdiğimiz en yakın plan yeni bir kaç şarkı kaydetmek ve bunlardan birine video yapmak. Bunun dışında kesinleşmeyen ama yapmak istediğimiz daha birçok şey var ama kesinleşmeden söylemesek daha doğru olur. Söyleyip söyleyip yapamamak istemeyiz. .) Bunlar dışında daha çok konser vermek istiyoruz. Özellikde İzmir’de ve Eskişehir’de :). 2004te bir kere çalmıştık İzmir’de çok güzeldi, tekrar orada çalmayı çok istiyoruz ama bir türlü gerçekleşmiyor. İlgilenenlere duyurulur. .)

Murat: Benim tek kişilik bir projem olucak, bir kaç şarkı hazır, kaydetmem ve daha çok çalışmam gerekiyor sadece. Bunun dışında yakında gerçekleşecek bir iki proje daha var, onlar için de şu an beklemedeyim.

Ezgi: Ben göçebe hayatı yaşamak zorunda olduğum için maalesef çok uzun soluklu planlar yapamıyorum. Kafamda yurtdışına ilişkin bazı projeler var ama henüz sadece kafamda .) Umarım gerçekleştirebilirim, eğer olursa zaten bir şekilde duyururum.

Atacan: Okul durumunda olduğu gibi planlar, projeler var ama şu an belirsizler. Gelecek söyleyecek bize neler olacağını. 

Peki 29 Ocakta Peyote de bir konseriniz var. Bunun akabinde, Üçünüzün İstanbulda buluşması nasıl oluyor? Konser zamanlarınız mesafelerin kalkmasından ötürü daha mı doyurucu oluyor?

Eger konserden önceki haftalarda boş vaktimiz olursa, haftaiçi veya hafta sonu Eskişehir’de buluşuyoruz. Eskişehir’de buluşmak hem manevi hemde maddi açıdan rahatlık sağlıyor bize. Birbirimize çok yakın yerlerde oturuyoruz, ulaşım yok, studyolar ucuz, birbirimizle ve ailelerimiz ile daha cok vakit gecirebiliyoruz vs vs. 29 Ocaktan bir hafta öncede hepimiz Eskişehir’de olacağız. Eski ve yeni şarkılara çalışacağız. Aksine, Eğer Eskişehir’de buluşacak zamanımız olmuyorsa konserden bir gün önce ya da konser günü Ezgi ve Atacan İstanbul’a geliyorlar. Evde biraz dinlenip, bir yerde prova yaptıktan sonra mekâna gidip soundcheck i hallediyoruz, birseyler yedikten sonra konsere çıkıyoruz. Sonra eve gidip yorgunluktan bayılıyoruz. .) Bir gün sonrada geri dönüyorlar. Bu çok yorucu oluyor, fakat diğer türlü konser vermemiz epey zorlaşıyor. Yinede, konser vermemizde bizim bir araya gelmemiz ve çalışmamız demek. Bu yüzden yorgunluk çok sorun değil.


Myspace in yararları oluyordur tabii... Bu bağlamda Slusaj Natglasnite’ ı da size sormak isterim, aralık ayında Peyote de verdiğiniz konserde Zdenko yu da dinleme/görme şansım olmuştu, Hırvat, elektronik bir Proto Punk etkisi vardı sahnede... Siz ona ve şirkete(!) nasıl ulaştınız? o süreç nasıl gelişti? ve sonrasında gruba ne tür getirileri oldu?

Zdenko bize myspace üzerinden ulaştı. Toplamasında yer almamızı ve kayıtlarımızı basmak istediğini söyledi. Kayıtları yaptıktan sonra cdyi bizimle beraber, Zdenko da Hırvatistan’da bastı ve dağıttı. Bu süre zarfında sürekli iletişim halindeydik. Geçtiğimiz Aralık ayında da İstanbul’da bir konser, bir de djlik ayarladık. Geldiğinde Arka oda’da DJlik yaptı ve Peyote’de bizimle ve Kim Ki O ile beraber çaldı. Peyotede ki performansı oldukça ilginç bir o kadar da güzeldi; sesçisi Hrc altyapıları hazırlıyor Zdenko’da bunların üzerine vokal yapıyor. Aynı zamanda geldiğinde iki mekânda da stant açtı, zaten Zagrep’te de çoğu konserde de stant açıyor ve insanlarla orada tanışıyormuş. İki çanda, Cd, plak ve kitapla geldi. O iki çanta içinde Yugoslavya’dan Amerika’ya her yerden topladığı müziklerle dolaşıyor ve bu müziklere ulaşılabilmesi çok zor. Dolayısı ile taşıdığı çantalar bir nevi hazine gibi, bu yüzden kapağını açıp içine girdiğinde çıkması oldukça zor oluyor.:) Mesela, Türkiye’den örnek verecek olursak; Zdenko nasıl yaptıysa Ayyuka’nın stüdyoda doğaçlama çaldıkları bir kaydı basmış, Ayyukadakilerde bile olmayabilir o Cd.:). Türkiye’den ayrılırken de kafasında birçok planla yola çıktı, sanırım yaz bitimine kadar bir kısmını beraber gerçekleştireceğiz. Bize de çok katkısı oldu Zdenko’nun . Yaptığımız müziği bulunduğu coğrafyaya ulaştırdı, şarkılarımızı radyo programlarında çaldı ve akabinde Slovenya ve Hırvatistan’dan orada çalmamız için mesajlar gelmeye başladı. Bu arada söylemekte fayda var, Deform Müzikte ve Moda’da bulunan Kutu kafe de bazı Cdleri satılıyor. Buralara gidip dinleyebilir ve satın alabilirsiniz.




Kırık Çizgi nin bir de tişörtleri var ve sanırım tişörtlere sahip olanların bir de ayrıcalığı varmış?

Evet, tişörtlerin hepsi el yapımı. Hepsini tek tek kumaş kalemiyle çizip, kumaş boyasıyla boyuyoruz. Epey bir mesai harcadık bunun için. .) Bitmek üzereler, sayıca az kaldılar. Tekrar tişört yapacağız fakat bizi bu kadar uğraştıracak bir iş olmayacak.

Tekrar ilk zamanlarınıza dönersek... Başlangıç ile şimdiyi mukayese etmenizi istersem bir farktan söz etmek mümkün mü? Ve varsa bir değişim, gruba bakışınızda yahut soundunuza yansıyan türde bir şey mi? Sonuçta uzun süredir beraber çalıyorsunuz bi sıkılganlık dahi addedebilir?

Tabi ki farklılıklardan bahsetmek mümkün ve değişimin olması da çok normal ve gerekli. Dinlediğimiz şeyler ve zevklerimiz değiştikçe bu müziğimize de yansıyor. Bir de 70 küsür yapımı bir Farfisa aldık. Yeni şarkıların çoğunda onu kullanıyoruz. Soundumuz değiştirdiği ve güzelleştirdiği kesin! Şarkılar eski hallerine göre daha farklı oldular. Belki uzun süredir çaldığımız şarkılardan sıkılmış olabiliriz, fakat beraber müzik yapmaktan ve üretmekten asla sıkılmadık.


Patrick Süskind, Jonathan Richman ve akabinde Punk... Size dair içerik bazında bu isimlerden ilham aldığınızı çok rahat söyleyebiliriz. Acaba sizin için müziğin içine "özel isimler" yahut semboller girmesi ne anlam ifade ediyor? Ve bunlar dışında müziğinizi başka neler besliyor?

Ezgi: Patrick Süskid benim sevdiğim bir yazar. Birçok kişi onu “Koku” adlı romanının sinemaya uyarlanmasıyla tanıdı. “Güvercin” ise Koku dan oldukça farklı bir kitap. Kısaca, kitap bankada bekçilik yapan birinin, bir sabah kalkıp kapısının önünde bir güvercine rastlaması ve ondan iğrenip evi terk etmesini anlatıyor. Beni mutlu eden şey ise günlük hayatımızda önemsemeyeceğimiz küçücük ayrıntıların hayatımızı birden değiştirebileceği, hatta tepetaklak edebileceği düşüncesi oldu. Sonrada bir baktım şarkı olmuş.)

Murat: Jonnathan Richman ise hepimizin çok sevdiği bir kişi. Müziğimizde direk onun etkisi olduğunu zannetmiyorum, daha çok onun basit ve sade tarzından etkilendik. Bunun dışında punk öncesi ve sonrası birçok akımda etkilendik fakat etkilediklerimiz akımların ya da kişilerin direk bizim kimliğimizi oluşturduğunu söyleyemeyiz; çünkü şu an her şey farklı; zaman, coğrafya, kişiliklerimiz, içinde yaşadığımız kültür vs. Biz daha çok “özel isimlerin” bakış açılarından ve tarzlarından etkilendik. Bu etkileri de bilinçli bir şekilde müziğimize yansıtıyor değiliz, bu kendiliğinden ortaya çıkan bir durum. Örneğin bahsettiğim bu Özel isimlere “Essential Logic” i örnek verebilirim. Müziğimiz değil ama hissiyatımız onlara benziyor.



Son zamanlarda neler okuyorsunuz? izliyorsunuz? diniyorsunuz? Var mı beğendikleriniz, önerecekleriniz?

Murat: Ben şu an H.G. Wells’in “Kısa Dünya Tarihi”ni okuyorum. Onun dışında bundan önce üç kült distopyayı okudum: Zamyatin’in “Biz”i, Huxley’in “Cesur Yeni Dünya”sı ve Orwell’in “1984”ü. Tavsiye ederim tabi ki. Müzik olarak da son zamanlarda, Spits, The Yolks, ve Suburban Lawns. Bular dışında, Ian Svenonius’un projelerine sardım. (make up, weird war, chain and the gang, david candy)

Ezgi: Şu an, Jean Paul Sartre´ın “Bulantı” adlı romanını okuyorum. Okuduklarım arasından da, Albert Camus’den “Yabancı”, Richard Bach’tan “Hipnozcu”, Sabahattin Ali’den “Kürk Mantolu Madonna” ve İhsan Oktay Anarın kitabı “Puslu Kıtalar Atlası”nı önerebilirim. Müzikte de en son tanıştığım isimlerden İda Maria’yı dilemekteyim.

Atacan: Önerebileceğim kitaplar arasında, Deepak Chopra'dan büyücünün yolu ve Ömer Hayyam'dan Rubai'ler var. Gruplardan "Los Microwaves", "HorrorPops", "Jonathan Richman", "Alina Orlova" ve Blonde Redhead tasfiye edebileceklerim arasında. Doctor Who(2005) ise izlenebilir bir film.

Dinlemek için;
www.last.fm/music/Kırık+Çizgi
www.myspace.com/kirikcizgi


Ayrıca: Fotoğraf seçiminden dolayı "Fil" e, soruları yazarken bana katlanan "Ayı" ya teşekkürü bir borç bilirim. Bir dahaki aya görüşürüz:) (gaza gelmek)
1 com

Chihei Hatakeyama - A Long Journey (2010)



0 com

Konntinent - Opal Island (2010)


0 com

Tord Gustavsen Ensemble - Restored, Returned (2009)


:Tracklist:

1 - The Child Within
2 - Way In
3 - Lay Your Sleeping Head, My Love
4 - Spiral Song
5 - Restored, Returned
6 - Left Over Lullaby No.2
7 - The Swirl/Wrapped in a Yielding Air
8 - Left Over Lullaby No. 1 - O Stand, Stand At The Window
9 - Your Crooked Heart
10 - The Gaze
11 - Left Over Lullaby No. 3

Part 1 Part 2

0 com

Shuttle358 - Chessa (2005)



:Tracklist:

1 - Ash
2 - Chessa
3 - Blast
4 - Duh
5 - Marche
6 - Nerf
7 - West Nile
8 - Melt
9 - Logical
10 - Dead Leaves
11 - Scrapbook




0 com

Eluvium - Similes (2010)



:Tracklist:

1 - Leaves Eclipse the Light
2 - The Motion Makes Me Last
3 - In Culmination
4 - Weird Creatures
5 - Nightmare 5
6 - Making Up Minds
7 - Bending Dream
8 - Cease to Know


"The long-awaited follow-up to the acclaimedCopia, Eluvium takes a courageous creative leap with Similes, an 8-song album featuring three key musical elements previously uncharted by Eluvium: percussion, a verse-chorus song structure, and singing. For a celebrated experimental musician, it was just about the bravest and scariest direction to go. In this way, Similes is the most truly experimental Eluvium album yet, and also the most accessible. Written, performed and recorded as always by Matthew Cooper in his own Watership Sounds studio, Similes marries Eluvium's trademark dream-like aura with Cooper's unique, laconic vocals, akin to an especially contemplative Ian Curtis with trace reflections of Magnetic Fields and Brian Eno. It is the most daring - and ultimately most rewarding - work of Eluvium's impressive and prolific career."


0 com

Lars Horntveth - Kaleidoscopic (2008)


:Tracklist:

1 - Kaleidoscopic (36:47)


0 com

Krzysztof Orluk - Blurred Reflection (2009)



:Tracklist:

1 - Bright Things, Love Heat
2 - Beautiful Mind
3 - Broken Symmetries
4 - City Frames
5 - Crying Bird
6 - Miniature
7 - Mountains Under The Dust
8 - Overthesky (Bright Sphere)
9 - Path
10 - Soaring
11 - The Girl With The Melody In The Head

0 com

The Thing with Otomo Yoshihide - Shinjuku Crawl (2009)



:Tracklist:

1 - Shinjuku Crawl, First Attempt
2 - Shinjuku Crawl, Second Attempt
3 - Shinjuku Crawl, Third Attempt
4 - Uramado (Thank You Mr. Fukuoka)
5 - Dori Dugout, Part 1
6 - Dori Dugout, Part 2



0 com

Fuji Apple Worship - Been Heading North (2009)



Müziği bozarak soyutlaştırmak her zaman dinleyiciye korkulacak derecede sorun yaratmıyor sanırım. Hatta birden çok türden parçalar, tınılar güzelce birleştirilince oldukça başarılı şeyler ortaya çıkıyor. Fuji Apple Worship bunu başarabilmiş gruplardan biri. İtalya, Treviso'dan çıkan bir oluşum. Hafif dronela bezenmiş post rock esintili bir eser. Müzik zevkiniz bunlarla ortak paydada kesişiyorsa beğeneceğinizden şüphe etmiyorum. Yine de, patron sizsiniz.





01 - Where Are They Leaving To ?
02 - Wrong Keys, Wrong Houses
03 - The Rescue
04 - This April
05 - Been Heading North


0 com

Deru - Say Goodbye To Useless (2010)


1 com

Lost In Hildurness - Mount A (2006)


:Tracklist:

1 - Light
2 - Floods
3 - Casting
4 - Shadowed
5 - Self
6 - Growth
7 - In Gray
8 - My
9 - Reflection
10 - Earbraces
11 - You

3 com

Deaf Center- Pale Ravine (2005)


'' Hala dinlemeyen kaldıysa'', tarafımdan sıkça başvurulan ucuz bir pazarlama tekniğinden ziyade, müzikal inşa için atılması gereken temellere bir gönderme. Pale Ravine yine tam da bu temelin yapıtaşlarından biri. Bu nedenle:

''hala dinlemeyen kaldıysa''
2 com

27 Ocak 2010 Çarşamba, 21:25 / 6:45 Gram Bar / Ücretsiz Dinleti


I Create Soundscapes
"Yedi düvele meydan okumayan cinsten, loop'a düşmüş bir sayıklama gibi I Create Soundscapes. Tuhaflığın o kadar da abzürd görünmediği bir noktada; ele avuca sığar, ama biçimsiz. Kovalarsan kaçmaz, ama dirençli. Bir kaya kadar kararlı olmadığına şüphe yok; ama istikrarlı. ICS, yıllar öncesinden gelen bir sesle selam ediyor."


27 Ocak 2010 Çarşamba, 21:25 / 6:45 Gram Bar / Kadıköy / Ücretsiz Dinleti
Ben yine mekan da olup, gelen herkese çileksiz dondurma hediye edeceğim. "Rusya sonrası, karlı dağın arkasında, ilk dondurma yalayanlar" diye kitaba geçmek istiyorsanız, orada olun ki gerçekliğe doyalım.
4 com

Múm- Summer Make Good (2004)


''Sorgunuzla eşleşen kayıt yok.''

Múm'un blog'ta bulunup bulunmadığını kontrol için yaptığım aratmada beni bir kez daha şaşırttı bu ibare.
Müziğin ABC'lerinden, İzlanda'nın demirbaşlarından, bir denizfenerinde kaydedilmiş, naif vokalli, bozuk akortlu, tempo dışı, buzlu, buruk masallar demeti. Üsküdar, yağmur sağanağı, çıldırmış deniz, karanlık gökyüzü, deniz fenerleri, Kızkulesi, sallanan motorlar, gıcırdayan botlarla (''Oh, How the Boat Drifts'') ruhunuzu yerden yere çalan bir doz aşımı...

Plağın içine düşülmüş bir not:
''FEAR blew somewhere in the faraway now, this fear that had gripped my breathing when I lay in bed at night. Watching the storm window. I just could not put down my telescope anymore and kept imagining my teeth breaking. I was having violent dreams where me and other kids would commit horrible acts and then run away in guilt. I needed to put down my telescope, so I walked down to the sea. My boots were full of fog. Lying on a rock I stuck my head in the cold water. From under the waves that kissed my shoulders, I could hear it's faint bells drifting closer. But would the summer make good for all of our sins?''


Ey bu satırları okuyan musikişinas, bu albümü ilk kez dinleyeceksen, seni kıskanıyorum.

BURADAN


0 com

Supersilent- 6 (2003)

Arve Henriksen olur da Supersilent olmaz mı?

İŞTE

0 com

Dwarves - Must Remix (Not On Label, 2005)



tik tik
0 com

Traffic - Welcome to the Canteen (Island Records, 1971)



tik, tik
0 com

Chasing Dorotea - Chasing Dorotea (Summersound Recordings, 2002)



tik, tik
1 com

Yen Pox & Troum - Mnemonic Induction (Malignant Records, 2002)




Genzimi yakan sen misin ? Ya, midem de oturan ? Burun deliklerim de hissediyorum var oluşunu ve bu beni sarhoş ediyor. Hem de hiç ayıltmadan.

Okşuyorum merdivenlerden akan süzgecimi. Nasıl bir ben varmış, tekrar farkediyorum. Okuyorum tüm geçmişimi ve geleceğimi. Gayet iyi biliyorum artık içime geri gelmiyeceğini. Cam gibi görüyorum seni. Pencerelerime vurduğun kilitleri de görüyorum bir bir. İstediğin gibi hepsi değil mi.. Küflenmeye yüz tutmuş bedenim gibi. Berrak ve kupkuru olan kipriklerindeyim adeta. Bir o kadar yakın, bir o kadar keskin bakışlarımın ardına gizlenmeden göğsünü geren grilik. Sana diyorum!
Duymuyormusun artık beni.. Duymuyorum artık ben de seni..



Tepkisizliğimin için de yatan yüce dokunulamayana..






Yen Pox & Troum - Mnemonic Induction (2002)


Label: Malignant Records


Tracklist:

1
Untitled 15:27
2
Untitled 12:42
3
Untitled 15:38
4
Untitled 17:32



2 com

Arve Henriksen - Chiaroscuro (2004)




''Afyonun yeni mi patladı?'' diye sorduğunuzu duyar gibiyim ama bu zat-ı muhteremin burada bulunmayışı, akıllara durgunluk verecek nitelikteydi. Hala dinlemeyen varsa:

BUYURSUNLAR EFENDİM


0 com

Wereju - The Way Of The Cross (Idrone Park, 2009)


Parmaklarımın üzerinde ki kırışıklıklar kadar vasıfsız ve titrek duruyor içim.. Çıkarıp atamadığımız hissiyatların en tepesi hani. Oradayım ve hiçliğin ateşiyle kavruluyorum. Var gücüyle dağlıyor etimi ve var gücüyle soyuyor derimi. Korkma. Korkutucu ya da hastalıklı şeyler yazmıyorum sana. Kork diye değil, farkının farkında ol diye. Ama nafile değil mi ? Kazanan hep sen olmalısın. Hep ve hep. Yoksa ne anlamı kalır ki okuduklarını hafızana almanın. Değil mi ?
Saçlarımda oluşan şekilsizliğin yansıması olarak düşün silüetimi ve ıslaklığınla gel küçük odandan içeri.. Tedirginliğine anlam katmadan, düşüncesizliğine tonlar ekleyerek, makyajını pamuklara sürterek gel..
Gecenin karanlığını değil, güneşin soğukluğunu hisset ve devam et herşeyinle içine çekmeye. Seni, sen yapan şeylere sarın ve at üzerinden bütün enerjini.
Elinin altında, hadi...






Wereju - The Way Of The Cross (2009)




Label: Idrone Park


Tracklisting;
1) He Knows That Time Is Short (15:24)
2) Forsaken (4:45)
3) Halo Wrapped In Thorns (8:56)
4) The Nails Go In (7:55)

0 com

Shinjuku Thief - The Witch Haven (Dorobo, 2002)

- Dedim ki ona; Yoksun sen aslında.
- Efendim
- Dedim ki ona; Yoksun sen aslında.
- Bana mı söylüyorsunuz ?
- Dedim ki ona; Yoksun sen aslında.
- Anlayamadım, pardon.
- Dedim ki ona; Yoksun sen aslında.
- Herneyse, size iyi günler.
- Dedim ki ona; Yoksun sen aslında.
- ..
- Ve dedim ki ona; Yoksun sen aslında.







Shinjuku Thief - The Witch Haven (Dorobo, 2002)


Label: Dorobo


Tracklist


1 Waking At Dusk 3:24
2 Edge Of The Wilderness / Black Cockerel White Stick 6:26
3 The Witches' Ladder 3:14
4 The Gestation Of Elben 2:41
5 A Red Room / A Slow Dance 4:41
6 Five Dark Corners 1:45
7 Father Of Lies 2:00
8 The Spores Of Death 2:45
9 The White Lady 3:37
10 Procession Of Souls 3:24
11 Sign Of The Black Eagle 2:07
12 An Event On The Commons At Dusk 4:10
13 A Tavern Of Midwives 1:13
14 The Night Child 1:55
15 Es Ist Ein Ros' Entsprungen 3:00
16 Blood And Fat 1:50



.

.

Öpücük