Astrolab - The Blue Thread Saga
Pek sevmeye çalıştığım künlük.. Bu seni ilk sevmeye çalışım. Bakalım ileri ki zaman-ı devran içinde seni sevebilcekmiyim..
"Ödemiş" yine bana yaptı yapacağını künlük. Yaklaşık 4-5 saat ayakkabı aramama, bilindik markalar ve bilinememiş az para dostu olan markalar dahil olmak üzere hiç bir şey bulamamayışım yetemiyormuş gibi, aldığım pantolondan da memnun kalmadığımda yetmiyormuş gibi kazaktanda memnun pek kalamadım.
Yolda görenler önce süzdü, sonra da yorumsuz ayrıdılar hep künlük. Beni bi tek sen anlarsın diye buraya geçiştireyim istedim.. 02:15'de yatıp 06:35 gibi kalktım bayram namazına. Namaz esnasında yine milleti gözlemledim.. yok ya bizimkiler pek adam olmıycak gibiler. Sanki herkes birbirinden bakarak namaz kılıyormuş hissi verdiler bana. Banane tabii de, olucaksa tam olsun derdiyle ayrıldım camii'den. Kürşat'a gittim sonra. Annesi "yemek yemiyorsun bari aşure yee" diye söylenince bana, arabada beni bekleyen babama "sen git ben gelirim" dedikten sonra koca tabak aşureyi nasıl yediğimi anlayamadan iyi bayramlar dileklerimi sundum.. Sıra gelmişti (ki her sene aynı olur bu sıra) kabristan yani diğer tarafa göç etmiş akrabalarımızın ziyaretine. Yaklaşık 2 saat kaldığımız kabristandan yine pek gitmek istemedim. Nedense orası beni çok çeken bir yer olduğunu itiraf etmeliyim.. Her şeyleri bitmiş, yaş kemale bile erememiş bazılarının, ama orda yatıyorlardı ki yine tek tek okudum doğum - ölüm tarihlerini. Ölmeden orda kalabilmek için anca bekçi olmam gerekiyor sanırım.. Yada sık sık ziyaret etmeye çalışırım be künlük. Aslında ileriye yönelik planlarımın her zaman olmadığı gibi, bir mucize mi bekler acaba gönlüm ? Yada zevk alamaz çoğu şeyden bu beden.. Nerede hata yapılmıştır, kime ne verememişdir, neden vereceğimdir.. Ama şu an yok olsada bu beden biliyor ki o kabristana giremiyecek.. nedeni de basittir. O kabristanda yer kalmamıştır da yıllar öncesi diğeri alakasız yüksek bir dağın tepesine yapılmıştır. Sevmez bu iç dünyası dağın başında ki orayı. Tek tekde bakmıştır yer var mı diye sevdiği yerde. Boşluklar vardır ama oralarıda aile yeridir. Diğerleri yok olunca yerleri hazırdır yani. Tüh der ve bir umut beklemeye koyulur yine bu beden.
Sonra da eve gelip camız gibi yemek yenir.. az sonra Kürşat gelicektir ki yine pek çok şeyi yapmak istediğim halde hiçbir şey yaptırmıyacaktır bu güçsüzlük ayaklarıma ve kollarıma.. Bide ne kadar ukalavaridir bu dükkanda çalışanlar.. hem yüz göz olmak isterler, hem "sen - ben" derler. Birde 80 yıldır tanıyormuşluk yapılır. İlla kazığa oturtmak isterler bizleri. Oysaki 2 hafta önce aynı eşya % 20 aşağıdır. Bayram gelmiştir, o yüzden el mecbur alıcaktır bu bedenler.. Kuzu çevirmeyi de severler ki soluklar dükkan içlerinden poşeti omuzlayıp çıkmayla biter..
Herkese istediği gibi bayramlar.. umarım bu sefer güzel geçicektir. Gülücükler sizin, istediğim albümler benim olsun güzel insanlar.
Bayram şekerim bu olsun, yemesenizde bir yerde saklayın ki hatıram olsun.