Johann Johannson - Fordlandia (2008)


Son zamanlarda müzik dinleyicilerinde bir umutsuzluk ve müzikal bir boşluk hissi hakim. Bu umutsuzluk, tahmin ettiğiniz gibi yeni işlere, yeni albümlere yönelik. Müzik sanki evrimini, gelişimini tamamlamış da tarihin sonu gelmiş gibi geliyor. Dolayısıyla eskilere dönmek kaçınılmaz oluyor. Yeni bir heyecan kadar tatmin etmese de bu eski dostlarınız, müzik kaldığı, donduğu yerden devam etmeye, yeniden akmaya başlayıncaya dek her şeyin eski haline döneceği ilüzyonunu yaratıp bekleyişinizi kolaylaştırdığı için önemli bugünlerde belki de.

Fordlandia da bu bağlamda, gündeme yeniden gelmesi gerekenlerden.

DOWNLOAD


4 Kişi Yaladı :

Yasemin Şahin | 16 Kasım 2010 10:27

dinlemeye başladım bile. çok teşekkürler güzel bir keşif oldu benim için..

air guitarist | 16 Kasım 2010 13:53

belki de sadece, içimizdeki umutsuzluk ya da boşluğu müziğe yansıtıyoruzdur, belki de bu durumu "müzikal bir boşluk" olarak algılamak daha çok işimize geliyordur.. belki de müzik artık bu duyguları iyileştirmek (daha doğrusu yatıştırmak) adına hiç bir işe yaramıyordur, ya da bu duygular artık müziğin tadını çıkarmamıza bile engel oluyordur, ne dersin? ben biraz böyle düşünüyorum..
müzikal boşluğu doldurmanın çok iyi bir yolu var mesela: kendi müziğini yapmak.. işte o da ruhunu tatmin etmeyi pek fazla başaramazsa, gerçek boşluk hangisiymiş anlıyorsun zaten..

niesmiertelnosc | 16 Kasım 2010 17:32

Yo hayır, kendi ruhsal boşluğum veya umutsuzluğumdan ziyade doğrudan doğruya bu yılki müzikal durgunluktan bahsediyorum, ki bence birçok kişi de bunun ayırdında. Bu yıl çıkan ve beni önceki yıllardaki kadar etkileyen bir tek albüm olmadı. Ve çevremdeki birçok insanda benzer boşluk hissini, yılgınlığı, umutsuzluğu görüyorum. ''O da bozdu artık'', ''Onu severdim ama son albümü hayal kırıklığına uğrattı'' ve benzerleri sıklıkla kulağımıza çalınan sözler artık.

Kendi müziğini yapmaya itilmene yol açıyor bu durum evet. Benim için böyle oldu biraz da.

Adsız | 18 Kasım 2010 05:04

üretimin durduğunun farkında olan yalnızca dinleyici değil, üretimi gerçekleştiren bireylerin de kafası karışık eminim. ama bu olumsuzluğun önemli bir yönlendirilmeyi ortaya çıkartıyor.o da "ses"e önem verme sesin saf haline dönüşüne doğru ilerleyen bir yol; hem dinleyici için hem de üreten.

Yorum Gönder

.

.

Öpücük