Label: Cherry Red Records etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Label: Cherry Red Records etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2 com

Felt - The Splendour Of Fear (1984)































Grup kurulalı 5 yıl olmuş ve o önemli adam halen gruptaymış. Adı: Maurice Deebank. Belki de Felt tarihinde ki en hisli ve en özel albüm bu. Gerçi Felt 20 yıllık tarihlerin de her daim leziz bir grup olmayı başarmış ama Maurice Deebank bu albümden 2 yıl sonrası grubu terk etmiş ve solo işlerine kafayı yormayı başlamasıyla, Felt'in müzikal anlayışı da hafiften değişimlere uğramış bana göre. Zaten Maurice Deebank solo albümün de yaptığı enfeslikleri hissettiğim günden beri ayrı bir güzelim.. Onlarca insanı ve müzik projesini etkilişim altında bırakan Felt, aslında Indie piyasında hiç bir zaman şaşalı bir çıkış yapamamış ki, çok fazla bileni de yok diyebilirim. Underground hiç değiller tabii de, Indie severlerin el üstünde tuttuğu bir proje de olmadığı kesin.

Her şeye rağmen Felt bilmem kaç albümü bizlere bırakıp tarihe karışsada, bunlarla yetinmenin özelliğini üstümüze alınmalıyız. Felt'in benim için özel olduğunu da yazmama herhalde hiç gerek yok. Basitliklerle dolu koca bir dünya.. Devam ediyorum.. devam edelim.

Photo: Tributo a Lupo Manaro




















Felt - The Splendour Of Fear (1984)

Label: Cherry Red Records


"Red Indians" (1:56)
"The World Is As Soft As Lace" (4:19)
"The Optimist and the Poet" (7:54)
"Mexican Bandits" (3:51)
"The Stagnant Pool" (8:29)
"A Preacher in New England" (4:18)



3 com

Shop Assistants - Will Anything Happen (1986)





İstanbul'da sel, Ağrı'da da sel, Bitlis'de deprem, Zonguldak'ta maden göçüğü, yine doğuda verilen şehit sayısı, onlarca trafik kazası, krizsel durumlar ve bunca şeyler olmadan önce bedenler de oluşan bol sıkıcı ve şuursuz bir psikoloji.. Herşey üst üste gelir ya denilen cinsinden sanırım. 1 haftada bile olmadan varolan ve gündemi hayli daha meşgul edicek, haber kanallarının haber bulmakta zorluk çekmiyeceği bir dönem çoktan girmiş bulunuyoruz. Geçen hafta Dia'dan aldığım, 80'ler döneminden oluşan yerli Dram/Komedi VCD'lerimle başbaşa kalmak sanırım şu kurşuni günlerim için en heyecan verici şey. 2.90 diye bir kampanya yapmışlar ki cidden alınası şeyler var. Entellektüel takılanlar için belki sıfır şey vardır ama benim gibi kendini bir kalıba sokmayanlar için çok şey olduğu kesin. Çıplak Vatandaş'ın aslında ne kadar da etkileyici bir film olduğunu ve kasvet kokan havasını içime teneffüs ettim. Namuslu filminde ki çıldırma sahnesi sonrası aslında ne kadar da gerçekçi ve tüy dikici olduğunu kendime kabul ettirdim. Zeki Alsaya-Metin Akpınar'ın milatlık filmlerinden Bana 5 Milyocuk Borç Verirmisin'de ki, Akpınar'ın vurulucağını anladığı ve renkten renge giren boyalı yüzünü görünce ayrı bir güldüm. 80'ler cidden en etkileyici yerli filmlerin çekildiği ve nedense hep bir kasvet havası hissettiğim dönem olmuştur. 90'ların daha renkli olduğu kesin. 90 başları aslında yine o kasvet devam etmiş. Ama sonrası da yenilikçi ve pek haz almadığım yerli filmlerin dönemi olmuştur, ta ki bu 2009'a kadar. Sanırım herşey teknolojinin ilerlemesi ve eski yönetmenlerin, senaristlerin kabuklarına çekilmesi, öteki diyara mecburi gidişindendir. Geçen yıl, pazarlarda satılan ve en dandik kulaklıklardan olan (hani şu 1 lira ya) 1 kulaklık satın aldım. Kalitelisi bozulmuştu o an için ve müzik dinlemem gerekiyordu iş yaparken. The Fall - City Gardens NJ 06-12-1981 albümün açtım ki bu albüm konser esnasında birinın kayıt ettiği ve paylaştığı bir oluşumdu. Pek iyi olmayan kayıt ve benim dandik ötesi kulaklarımla, kulağıma gelen ses o kadar etkileyiciydi ki.. sanki direk konserin içindeymişim gibi hissetmiştim kendimi. Albüm biterken dedim ki ne varsa eskide mi var ne. Denemenizi tavsiye eder, bahsettiğim albümü Ychorus'da geçen yıl paylaştığımı uyarırım. Malum fazladan nadir bir kopya.

Görüğün gibi aklımdan ne geçiyorsa onu yazmaya devam ediyorum. Biraz daha halkcıl yazılara devam edelim. Günlük yaşam ve yaşamayı isteyip te yaşayamadığımız yaşamsal anlara el atmaya da devam edelim.

Kısacası konu şu: Bunca içler acısı haberi ve durumu gördüğümüz halde, size "Hayat devam ediyor kardeşim" dedirten bir albümü paylaşmak istedim. Aslında çook uzun zaman öncesi bu albümü paylaşıcaktım ama araya bir sürü neden girdi, olamadı. Dün işteyken mp3 vasıtasıyla tekrar bir dinliyeyim dedim de, cidden bütün herşeyi sildi gitti. Beyini resmen reset attı o an. Indie sever herkesi benim durumuma sokabilceğini düşündüğüm bu albüm 1986 gibi 20 yılı aşkın tarihte çıkmış. 1983'de doğup, 1990'da hayatlarına son vermişler bu güzeelim projeye. Albümü dinlerken herhalde en fazla aklınızdan geçen şeyler şunlar olacaktır: "Yahu ben bu melodiyi hatırlıyorum bir yerdeb, hatta bu şarkıyı biliyorum sanki, bir dakika ya bu şarkıyı başka bir grup söylemiyormuydu, şimdi çıldırıcam nereden biliyorum ki ben bu melodiyi". Ve daha buna benzer anlar sillesi. Başka düşünceleri, bambaşka albümlerin giriş yazısı olarak saklamaya devam. İndirin şu mereti.

Photo: Miki Carmi























Shop Assistants - Will Anything Happen (1986)



Label: Cherry Red Records

1. I Don't Wanna Be Friends With You
2. All Day Long
3. Before I Wake
4. Caledonian Road
5. All That Ever Mattered
6. Fixed Grin
7. Somewhere In China
8. Train From Kansas City
9. Home Again
10. Seems To Be
11. After Dark
12. All Of The Time
13. What A Way To Die
14. Nature Lover
15. Looking Back
16. All Day Long (Slow Version)

.

.

Öpücük