0 com

Sword Heaven - Entrance (2007)


" Layka (Rusça: Лайка, kelime anlamıyla "havlayan", c. 1954 - 3 Kasım 1957), Dünya yörüngesine çıkan; aynı zamanda orada ölen ilk canlı olma özelliğini taşıyan Sovyet uzay köpeği.
Bazı bilim insanları, insanların uzayda hayatta kalamayacağı öngörüsünde bulunarak uzaya bir hayvan göndermenin, insanlı uçuşların yapılmasına ön ayak olacağını düşünüyordu.[1] Asıl adı Kudryavka (Rusça: Кудрявка, kelime anlamıyla "küçük kıvırcık") olan Layka, iki köpekle beraber eğitimden geçmesinin ardından; 3 Kasım 1957 tarihinde fırlatılan Sputnik 2 uzay aracının yolcusu olarak seçildi. Dönem itibariyle uzay uçuşunun canlılar üzerinde etkileri hakkındaki bilgilerin azlığı ve yörüngeden çıkarma teknolojisinin henüz var olmaması sebebiyle Layka'nın hayatta kalmasına ilişkin bir beklenti yoktu.
Layka; muhtemelen R-7 roketiyle köpeğin bulunduğu bölmenin ayrılması sırasında meydana gelen bir arızadan kaynaklanmış olduğu düşünülen[2] aşırı ısınmadan dolayı, fırlatmadan sonraki birkaç saat içinde hayatını kaybetti.[3] Ölümünün gerçek sebebi ve zamanı 2002 yılına kadar açıklanmadı. Bunun yerine genelde altıncı günde oksijeninin bittiği söylenmekteydi.[4] Yine de bu deney, bir canlının yörüngeye yerleşmesi ve yer çekimi olmayan ortamla karşı karşıya kalması durumunda hayatta kalabileceğini gösterirken; bilim insanlarının da canlı organizmaların uzay uçuşlarına nasıl tepki verdiği konusundaki ilk verileri elde etmesini sağladı. Bu veriler insanlı uzay uçuşlarına ön ayak oldu. Yaklaşık 4 yıl sonra da, 12 Nisan 1961'deki Sovyet uzay programı Vostok 1 ile uzaya ilk insanlı uçuş gerçekleştirildi.
11 Nisan 2008 tarihinde Rusya, Layka için bir anıt açılışı yaptı. Bir roketin üstünde bulunan köpekten oluşan anıt, Layka'nın uzay uçuşu için hazırlandığı Moskova yakınlarında bulunan tesisin hemen yanına inşa edildi. "






Sword Heaven - Entrance (2007)

limit has been reached

limited: 28

0 com

Forward Music Quintet - Glory & Betrayal (1985)


" Quintus Horatius Flaccus (8 Aralık M.Ö. 65 - 27 Kasım M.Ö. 8), Augustus döneminin en önemli Romalı şairiydi.

Horatius o dönemki ismiyle Venosa ya da Venusia isimli Apulia ve Lucania arasındaki küçük bir kasabada doğdu. Köleyken özgürlüğüne kavuşmuş bir adamın oğluydu, ama kendisi özgür doğmuştu. Babası açık arttırma işlerinde çalışıyordu, Horatius da babasını fakir ama onurlu bir çiftçi olarak anlatıyordu.
Babası bütün parasını oğlu Horatius'un eğitimine harcamıştı ve ilköğretimini almak için O'nu Roma'ya gönderdi. Ardından; Atina'ya Yunanca vefelsefe çalışması için yolladı. Şair babasına olan saygısını şiirlerinde de gösterdi.
Sezar'ın öldürülmesinden sonra; Horatius orduya katıldı ve Brutus için Philippi Savaşı'nda savaştı. Brutus savaşı kaybetmişti, ve bu savaş sonrasında Horatius kalkanını bırakıp kaçtığını anlatmıştır. Augustus, kendisine karşı savaşanlara karşı genel af ilan ettikten sonra İtalya'ya geri döndü. Bu dönüşünde, babası tahminen ölmüştü ve sahip oldukları da başkalarının eline geçmişti. Horatius'un tanımına göre fakirliğe düşmüştü.
Ancak eserleriyle göze batınca, ülkenin hazinesi tarafından desteklenmiş ve şiir sanatını uygulamasına oldukça rahat koşullarda devam etmiştir.
Horatius; Virgil ve Lucius Varius Rufus ile beraber çalışıyordu, ve Augustus'un arkadaşı Maecenas ile tanışmasına aracı oldular. Maecenas bundan sonra arkadaşı ve patronu oldu. Horatius'a Tibur'un Sabine tepelerinde bir arazi verdi. Ölmeden önce, bir akrabası olmayan Horatius; malvarlığını Maecenas ve İmparator Augustus'a imparatorluk içinde kullanılması için verdi.

"Resim, kelimesiz bir şiirdir." sözü ona aittir. "






Forward Music Quintet - Glory & Betrayal

limit has been reached


limited: 31
0 com

Lloyd Barrett - Mise En Scene (2006)




" Devre analizi bir elektrik devresinde bulunan bütün düğüm voltajlarını ve kollardaki akımları bulmak için tercih edilen bir yöntemdir. Bu devre analizi terimi lineer devre analizi anlamındaydı. Bununla birlikte lineer olmayan devreler de analiz edilirdi. Dirençli devreler normalde tek bir kaynağa bağlıdır de direçler basit teknikler kullanılarak analiz edilebilir, bununla beraber dirençli devre analizi terimi bunun yerine kullanılır. Maalesef dirençli devre analizi terimini açıklamak için bazıları yanıltıcı olan devre analizi terimini kullandı. Lineer DC devreleri bağımsız voltaj ve akım kaynakları, bağımlı akım ve voltaj kaynakları ve lineer dirençler içerir. Lineer AC devleleri de en az bir lineer diferansiyel eleman (kondansatör ve bobin), ayrıca en az bir AC kaynak içerir. Eğer bir devrede kondansatör ve bobin yoksa DC devre analiz teknikleri uygulanabilir. Eğer devrede bir vaya daha fazla lineer diferansiyel eleman ve bir AC kaynak varsa AC devre analiz teknikleri uygulanmalıdır.
Elektrik ve/veya elektronik devrelerini oluşturan bileşenler üzerindeki akımlarıgerilimleri ve devreye uygulanan belirli bir giriş işaretine veya fonksiyonuna (örn: dirak delta fonksiyonu,rampa fonksiyonuzorlama fonksiyonu vs.) karşılık verdiği çıkış cevabını matematiksel yöntemler kullanarak tespit etmeye yarayan yöntemler bütünü. "





Lloyd Barrett - Mise En Scene

limit has been reached


limited: 14


0 com

Mannequin Neurose - Mannequin Neurose (1985)



Antik Roma'da gens (çoğul gentes) klan, kast, ya da ortak bir atadan geldiklerine inanılan ve aynı adı (nomen) paylaşan bir aile topluluğunu tanımlamak için kullanılırdı. Romalı şahıs isimlerinde bulunan ikinci ad kişinin ait olduğu gens'i ifade ederdi. Terim aynı zamanda klan sistemi içerisinde yer alan aileleri tanımlamak için de kullanılmıştır.
Gensler, Romalıların ataları kabul edilen Remus ve Remulus'un bır kurt tarafından emzirilmesi sonucunda ortaya çıkmışlardır. "



Mannequin Neurose - Mannequin Neurose

limit has been reached

limited: 33

0 com

B°Tong (İsviçre) / Heavy Machinery (Türkiye)



TRansmit// sunar : SIGNALS FROM OUTSIDE # 20
experimental electronic noise music events - istanbul
Deneysel Elektronik Müzik Konserleri

23.2. Istanbul, Peyote peyote.com.tr/v3/?p=4807
26.2. Istanbul, Arkaoda (collaboration with Batur Sonmez) www.arkaoda.com/arkaodaprogram.asp?program=true&yil=2012&ay=2

Ülkemizde, günümüz elektronik ve deneysel müzikleri adına yaptığı çalışmalarla tanınan, TRansmit Müzik, hazırladığı 20.ci gecede, İsviçre'den önemli bir deneysel elektronik müzisyeni konuk ediyor.
SIGNALS FROM OUTSIDE, yurtdışından gelen müzisyenlerle yapılan canlı performans etkinliklerini kapsayan bir proje, konserler dizisinin yirmincisi, ilk defa ülkemize gelecek müzisyen, B°Tong ile sürüyor.
Bu etkinliklerin temel amaçları arasında, yurtdışında, bu alanda çalışma yapan nitelikli müzisyenlerle, Türk müzisyen ve dinleyicilerini buluşturmak ve ortak bir paylaşım alanı yaratmak, önemli yer tutmaktadır.

Geceye, B°Tong (İsviçre) ve Heavy Machinery (Türkiye) canlı performansları ile katılıyor.

B°TONG: B Tong, deneysel elektronik müzisyen, Chris Sigdell 'in projesidir. Kendisi, 1995 - 2005 yılları arasında, kült endüstriyel müzik grubu "NID" için oluşturduğu, endüstriyel dokular ve ambient ses örğüleriyle tanındı. Sanatçının gizemli ve karanlık müziği yanında, Aphex Twin 'in Selected Ambient Works 'ü ninni gibi kalır. B Tong 'un soundu, size, karanlık bir tünelin ucunda, asla yaklaşma şansınızın olmadığı bir ışık varmış gibi hissettirir. Sanatçı, aynı zamanda, çeşitli yönlere hareketle ilginç bir müzikal gövde oluşturur. Bu birleşim, ambient / microsound 'dan experimental / noise müziğe kadar gider. B Tong , 2005 yılından bu yana, on albüm çıkartmış ve tüm Avrupa, Rusya, Kuzey Amerika'da yüzün üzerinde konser vermiştir.

HEAVY MACHINERY: Heavy Machinery, ülkemizin experimental industrial, noise müzik öncüsü, Batur Sönmez 'in yeni harsh noise / industrial müzik projesi. İlk müzik ve görsel - işitsel sanat çalışmalarına 1998 yılında başlayan Sönmez, experimental, electronic, industrial, noise müzik alanında, tüm dünyada tanındı. Bir çok projeye imza atan sanatçı, Japonya'dan İspanya'ya, Rusya'dan Lübnan'a, dünyanın bir çok ülkesinde çeşitli festival ve konserlere katıldı. Yanısıra, son yıllarda İstanbul 'da düzenlediği başarılı müzik etkinlikleriyle, Türk dinleyicisini dünyadan çok çeşitli deneysel, güncel müzisyenler ve müziklerle buluşturdu.

Concert / Giriş ücreti: 10 TL
---
SIGNALS FROM OUTSIDE is the one & the only experimental, electronic, noise music live event series in Istanbul, Turkey. The events were curated / organized by Batur Sonmez since 2006. The idea was cultural and artistic exchange between musicians / artists from abroad and musicians / artists from Turkey. We would like to promote and support all kind of experimental, electronic, avant-garde, comtemporary music & musicians to create a meeting point in Turkey with the world scene.
Live performances:
B°TONG (Switzerland)
HEAVY MACHINERY (Turkey)
---
Bu etkinlik, büyük romancı, yazar, J.G. Ballard itaf edilmiştir.
This event was dedicated to great novelist, writer J.G. Ballard.



0 com

Elm - Nemcatacoa (Sweat Lodge Guru, 2011)


"Reçete iddiasındaki kişisel gelişim kitaplarındaki önerilere genellikle kuşku ile bakarım. Ama gündelik yaşamın bazı anlarını daha iyileştirme için ipuçlarına ihtiyacımız da orada duruyor.
Reçetenin etkisinin sınırlarını bilerek, hayatın sırrını kimsenin bir başkasından daha iyi çözemediğini hatırlayarak okunması dileğiyle. Kimseye bir zarar vereceğini sanmıyorum. ‘’Zaten dünyada ne kadar saçma şey varsa, ‘ne zararı var ki?’ diyerek yapılıyor’’ derseniz, size de hak veririm. Bu bir pazar yazısı.

1. Yazarak düşün (el ile yazmak otomatik bir süreç olduğu için yazma için ayrı çaba gerekmez; el hareketleri ile beyinde yarattığın aktivite dil/düşünce bölgelerini aktifleştirir).
2. Karşıt görüşte birisinin fikirlerini dinle, benimsemeye çalış. Şikâyet eden birisine kulak ve hak ver (ki seni harekete geçirsin).
3. Roman oku (başkalarını anlamayı öğrenmek, farklı perspektifler edinebilmek için eşsiz bir fırsat).
4. Sürüncemede bıraktığın herhangi bir işin ilk bölümünü yap (büyük projelerin adamı olmaktan vazgeç ki büyük projeler yapabilesin).
5. Yapmayı tasarladığın işe kafandaki bitmiş halinden başla; süreci geriye doğru sararak adımları belirle (sürecin değişik yöne gitme olasılıklarını daha iyi görmeni sağlar).
6. Bugüne gelecekten baktığında bugün yaşadıklarını nasıl hatırlayacağını tahmin etmeye çalış (insanlar geçmişi o sıradaki hislerinden daha olumlu hatırlar).
7. Vücudunu ve ellerini kullandığın işlere zaman ayır (bulaşık yıka, yerleri fırçala, kitapların tozunu al, bahçe çapala).
8. “Yapsam mı acaba?” diye tereddüt ettiğin bir şeyi yap (uzun süredir aramadığın birisini aramak aklına geldiyse, ara, ihmal etme; ziyaret etmen iyi olur diye düşündüğün sıkıcı bir aile büyüğünü ziyaret et).
9. Bir seferde bir iş yap (bir yandan televizyon seyredip, bir yandan yemek yeme… Bir tercih yap).
10. Güneşin batışını ve doğuşunu izle (içinde yaşadığımız doğanın varlığını hissetmek için iyi bir yol).

10+ 1. Gideceği yer yolunun üzerinde olmasa da birisini (araban var ise) evine bırak (fazladan, yapmak zorunda olmadığın bir şey yap)."


Yankı Yazgan / 19 Şubat / BirGün



Limit Doldu / "limit has been reached"


A1Nemcatacoa
A2In The Shadow Of Red Rock
A3Silver Dust In Moonlight
A4Arc Of Wisdom
B1Sacrament At Dusk
B2Breath Of Midnight Still
B3Covered In Blankets And Moss
B4Three Rings Drawn In Sand


Limited Download / Sınırsal: 26
0 com

B°tong - The Great Disintegrator (Snowy Tension Pole, 2010)



"İnsan, geçmişte hayatına girmiş insanlara karşı kötücül duygular beslediğinde kendi hayatına da sirayet eder bu kötülük. Anıları kararır. Kendinden kaybeder en çok da... Yanılmış olmak bile nasıl da acıtır içimizi. Kafamız karışır. Bir zamanlar güzel sözlerle anlattığımız biri için kötü cümleler kurmaya başlamamız en çok da bizim güvenirliğimizi zedelemez mi? Birileriyle çok yakın olmuşsak onun güzel yanlarının yanı sıra zaaflarını da görmüşüzdür mutlaka... Birisini gerçekten sevmişsek bütün iyi ve kötü yanlarıyla sevmişizdir. Bazı davranışlarının nedenlerinin gizli olduğu hayat hikâyesini, çocukluk yaralarını ve travmalarını öğrenmişizdir.
Gün gelir, birisini artık hayatımızın merkezinde ya da çok yakınımızda tutmak istemeyebiliriz. Çok anlaşılırdır bu... O kadar kırılmışızdır ki, onu her görüşte bize yaptığını anımsarız ve huzurumuz kaçar. Uzak durmak iyi gelir ama mümkünse bağışlamak en güzelidir yine de...
Ama hayat işte, çoğu zaman insanın canını acıtan bir serüven. Derin sandıklarımızın ne kadar yüzeysel olduğunu; sevgi sandığımızın narsist bir manipülasyon isteği olduğunu, bazı insanların bizi kendi güzelliklerini seyredecekleri bir ayna olarak seçtiklerini kederle keşfederiz zaman içinde. Bir kırılma noktası yaşanır bazen... Öyle acır ki canımız, kapıyı sonsuza kadar kapatmak isteriz. Yaparız da, bir başkasına verilenden çok kendimize verilmiş bir cezadır bu...
Öfkemiz geçince düşünüp anlamaya çalışırız. Yakından tanıdığımız birinin kötülüğü en çok da onun adına yakar canımızı. Havsalamız almaz bunu yapmış olmasını, içimiz yanar kederden.
Geçmişte yakın olduğum bazı insanlar vardır hayatımda. Artık uzak dursunlar isterim. Yine de onlarla ilgili kulağıma gelen her kötü bilgi içimi acıtır. Mutsuzluklarını öğrenmek kahreder beni… Çok yakından tanımışımdır çünkü onları; hayatlarının hikâyelerini, belki de hiç kimsenin bilmediği pek çok detayı bilmekteyimdir. Uzakta olsak bile zihnimde sürüp gider onların yaşantısı. Bir kez içim titremişse ömür boyudur bu...
Dünyayı seyrettiğim sayısız pencerem vardır benim. Bazılarını kapattım sansam da birden bir rüzgâr açıverir camı ve içim paramparça olur gördüğüm karşısında...
Hayat, bugün yaşadığımız ve yarın yaşayacağımız kadar düne de uzanandır... Şu “anı yaşa” felsefesini aklım almaz hiç. “Belleksiz ol” mu demek istiyorlar? Bellek yoksa vicdan da yoktur, bellek yoksa adalet de yoktur. Hem sanki mümkünmüş gibi konuşurlar bunu... Kendini boşaltıp bomboş kalmak. Ne saçma bir durum.
Geçmişe bakınca bazen şunu görebilirsin: Evet, fena halde yanılmışım ben. Sevdiğim kişi benim algıladığım kişi değilmiş. Beni gerçekten sevdiğini sanmışım ama o aslında sadece kendini sevmiş. Bendeki suretini sevmiş. Yine de adil olup olmadığını bilemez insan. Uzun uzun konuşabilmek, anlayabilmek ister. Ama artık dilsizleşmiştir ilişki.
Hem hiç bir analize gelmez bazı insanlık halleri. Her şeyi körelten bir acı yumağı vardır yalnızca. Kahreden bir zehirli tat kalır geriye. Rüyalara dönüşür o karmaşık ruh halleri... Bir karabasan olup gelir geceleri...
Kuşkusuz takılıp kalmamalı insan. Sevilmeyi hak eden pek çok başka insana haksızlık yapmamalı... Yaşanabilecek güzel günleri geçmişten taşıdığı kederle karartmamalı.
Sonuçta insan dediğin çözülmesi zor bir bilmece... Her türlü zulüm de iyilik de onda gizli. Bir biçimde korumak zorundayız kendimizi, hem başkalarından gelecek hem de kendi kendimize yaptığımız eziyetlerden...
Ama şu hatıra defterinin bazı sayfaları nasıl da can yakıcı... Açtığı anda eli yanmış gibi kapatmak ister insan... En kötüsü yüzleşmemiş olmaktır olup bitenle... Konuşmak istediklerinin içinde kalmasıdır. Yüzüne şiddetle kapanan bir kapının, öfkeyle fırlatılan bir çığlığın bütün sesleri bastırmasıdır. Bloke olmuş halde kalırısın orada. Bir duygu felcidir bu... Bir çaresizlik hali...
İnsan dediğin doğru düzgün bir şey olsaydı böyle berbat bir dünyada yaşamazdık zaten. Kimileri için benden sonsuza dek uzak dursunlar diye düşünürsün de bazılarının kötü bakışları kahreder işte seni... Belki de ömür boyu bir çocuk kalbi taşımaktır bazı insanların laneti... Hep hazırda bekleyen gözyaşları olur böylelerinin... Kötülüğe teslim olmamakla başka bir kötülük yaparlar kendilerine ve çevrelerindekilere... Biraz da budur galiba kaybedenlerin hüzünlü ve tuhaf hikâyesi... "


Neşe Yaşın / 19 Şubat 2011 / Bir Gün




Limit Doldu / "limit has been reached"


1Voices From The Deep1:19
2Strange Journey12:51
3Batisphere10:05
4Bottomless Pit4:20
5Beyond... And Further Still20:07

Limited Download / Darksaldownload: 44



0 com

Anenzephalia - Ephemeral Dawn (Tesco Organisation, 1995)




YÇS

Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı (YÇS), anne veya babası, görevi nedeniyle yurtdışında bulunduğu sırada, ortaöğrenimlerini bu ülkelerin lise veya dengi okullarında yapan öğrenciler için, ÖSYM tarafından düzenlenen bir sınavdır. Sınav sonucu, çeşitli yüksek öğrenim kurumlarındaki belli bölümlere öğrenci kabul edilmektedir.
YÇS 'ye girmek için şu şartlar aranmaktadır;
1. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması yada Türk vatandaşlığından izinle çıkmış olması,
2. Lise ya da lise dengi bir okul diplomasına sahip olması yada böyle bir okulun son Sınıfında bulunması,
3. Lise öğrenimlerinin en az son üç yılını yurtdışında okumuş olması gerekmektedir.
Sınav sadece Türkiye - Ankara'da ve Almanya - Köln'de yapılmaktadır.Sınav süresi 210 dakikadır. Sınav ücreti, 40 Euro veya 50 ABD Doları' veya bu döviz türlerinin karşılığı olan Türk Lirası ya da kovertibl döviz ödeyeceklerdir. Sınav ücretini Türk Lirası olarak ödemek isteyenler bu ücreti ÖSYM'nin TC Ziraat Bankası, Ankara-Güvenler Şubesindeki 6032070-5001 numaralı Türk Lirası hesabına, döviz olarak ödemek isteyenler ise ÖSYM'nin aynı banka şubesindeki 6028011-5005 Euro, 6028011-5008 ABD Doları döviz hesabına, banka veya posta havalesiyle yatıracaklardır. Sınav ücretini ödediklerini gösteren banka dekontu veya posta havale makbuzunu başvuru belgelerine ekleyeceklerdir. Adaylar, Hukuk, Matematik, Sosyoloji, Psikoloji, Türk dili ve edebiyatı,Coğrafya, Tarih ağırlıklı bir sınava katılırlar. yçs ile ilgili yetkili kuruluş ÖSYM dir.




Limit Doldu / "limit has been reached"

1Beneath The Shroud 5:02
2Regime 4:57
3Kachexie 4:11
4Infernal Wake 7:24
5Thaum 4:496Abiding Broadcast Contamination 5:347Genealogy Of Disease 5:548Liebombast 5:119Schockwelle: Krisis 7:2410Ultra Fear Perception 5:1611Coroners Eyes (Global Obsequies) 8:23



Limited Download / Sınırsal Download: 35
0 com

Second Layer – Flesh As Property EP (1979) + State of Emergency EP (1980)

                   
               



A visit to his ex-girlfriend on the Sunday, however, further tipped the balance. In the early hours of Monday 26th April, Adrian was found in a restaurant in nearby Kennington, confused and hearing voices, and was brought home in a police car. His elderly parents wanted to call a doctor, but Adrian, who had a horror of being sectioned again, insisted that he did not want to seek medical treatment until he had finished work on the album later that day. He disappeared though again that night. He had tried to commit suicide before, but this time was successful. He died later on that morning by throwing himself in front of a train at Wimbledon tube station. He was aged 41.



Adrian Borland (1958-99 RIP)


Tags: The Sound, Cold Wave, Adrian Borland, Post-Punk, The Outsiders, Öncü İngiliz bunalımı                                                            
                                                                    Download
                                                             Public Limited / 27
0 com

Alesia Cosmos - Aeroproducts (Box Set ) 1985



Gecenin belirsizliğinde başıboş ve bilinçsizce dolaşırken, panik halinde uyanılan bir uykunun sorumlusu olabilecek bir oluşumdan bahsetmek gerekirse, Alesia Cosmos ismini anmak gereklidir.
Ya da gerekli değildir.



Limit Doldu / "limit has been reached"
limited/27
2 com

Epitaphe - Syndrome 12'' (Epitaphe Self-released, 1983)


Gorgias


" Yokluk üstüne " ve " Helene övgü " adlı eserlerin sahibi olan Gorgias, kendisini bir görecelikle sınırlamayarak, gerçek bir hiçliğin ve kuşkuculuğun savunucusu olmuştur. Hiçbir değerin varolmadığını, bilginin mümkün olmadığını, insanlara ikna yoluyla her şeyin kabul ettirilebileceğini, zira insanların bilgiden yoksun olduklarını söyleyen Gorgias, ikna sanatına, sözün terbiye edilip geliştirilmesine büyük bir önem vermiştir.gorgias hitabet uygulamasına sadece bir ikna yöntemi olarak geçmiştir.zira artık doğru bilginin olduğuna inanmamaktadır.bu görüşe göre rasyonel(iscussion)ve rasyonel kanaat(conviction)var olamaz var olan sadece ikna sanatıdır.

Doğa felsefesinin temel problemi olan varlığı bilme girişiminin anlamsız olduğunu öne sürmüş ve bunu kanıtlamanın uğraşı içinde olmuştur. Onun düşüncesinde, ne varlığın varolması, ne bilinmesi ne de bir başkasına aktarılması mümkün değildir. Ünlü üçlü argümanı bu konuda Gorgias'ın relativizminin ve kuşkuculuğunun kesin bir ifadesini gösterir;

  1. Bilinecek bir şey yoktur,
  2. Bir şey varsa bile bilinemez,
  3. Bilinse bile başkalarına bildirilemez.

Gorgias, (M.Ö. 483 - 376-374) Yunan filozofu ve sofisti






A1L'Ecume De Mes Regrets3:32
A2In The Castle4:22
A3La Joie3:39
B1Appear4:45
B2Afraid To Die3:05
B3Out Of Time2:55



Limited Downlod / Wavelidownload: 32
0 com

Lost In Bazaar - Self Titled (2010)


16 Şubat 1969 / Kanlı Pazar


14 Şubat günü Komünizmle Mücadele Derneği, Adalet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi "Bayrağa Saygı" mitingi düzenlediler. Mitingin bahanesi bir yıl kadar önce öldürülen Vedat Demircioğlu adlı devrimcinin Beyazıt Kulesi'ne asılan resmiydi. Mitinge katılanlara iki gün sonra düzenlenecek olan 6. Filo'yu protesto yürüyüşüne katılacak olan "komünistlere gereken dersi vermek üzere" toplanma çağrısı yapıldı. Elinde silah olanlara silahla, balta olanlara baltayla gelmeleri söyleniyordu.

15 Şubat'ta Mehmet Şevket Eygi, Bugün gazetesindeki köşesinde "Müslümanları kızıllara karşı cihada" çağırıyordu. Aynı gün faşistler saldırı hazırlıklarını tamamladılar. İstanbul'un dışından çok sayıda faşist otobüslerle şehre getirildi. Bir dönem çeşitli bakanlıklarda bulunmuş olan Yaşar Okuyan, faşistlere özel olarak hazırlanmış sopa ve bıçaklar, ayrıca birbirlerini tanımaları için mavi kurdeleler dağıtıldığını söylüyordu.

Pazar günü her şey hazırdı. Beyazıt'tan başlayıp Taksim'de sona erecek olan miting için işçiler ve öğrenciler toplanmaya başlarken, aynı saatlerde faşistler de camilerde toplanmaya başladı. Yaklaşık 30.000 kişi Beyazıt'tan yürüyüşe geçtiğinde, faşist gruplar da Taksim'de bir araya gelmeye başladı. Polis de güçlerini Taksim'de toplamış, askerlerden takviye kuvvetler gelmişti.

Yürüyüş kolu, Gümüşsuyu'ndan çıkıp Teknik Üniversite önüne geldiğinde kitlenin önderleri bir değerlendirme yapıp Taksim'e bir öncü grup göndermeye karar verdiler. Asıl kitle ise üniversitenin arkasından dolaşarak alana girecekti. Ancak yaklaşık 400 kişilik öncü grup Taksim Alanı'na girdiği anda katliam başladı.

Ellerinde sopalar, demir çubuklar ve bıçaklar bulunan faşistler, alana giren işçilere ve öğrencilere saldırmaya başladılar. Polisin faşist saldırıyı engellemek için en küçük bir müdahalesi olmadığı gibi, yere düşen silahı alıp sahibi olan faşiste geri veriyordu. Yaklaşık 15 dakika sonra askerler alana girdiğinde Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan öldürülmüş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.

Genç Sinemacılar Grubu, Taksim alanındaki bütün olayları filme çekmiş ve televizyona vermişti. Ama filmin gösterimi dönemin başbakanı Süleyman Demirel tarafından engellendi ve mecliste konuya ilişkin görüşmeler 20 dakikalık bir süreye sıkıştırıldı. Katliamdan sonra katillerin yakalanması için hiçbir şey yapılmadı.






(Demo)

1.Floating in Space
2.A Shell of Anomie
3.Portent
4.Eastern Journey of Louise




Limited Download / Kansızdownload: 61

.

.

Öpücük